64 syf.
10/10 puan verdi
Birçok kez elime alıp evirip çevirdikten sonra havaların da etkisiyle keyif verici bir şeyler okumak istedim. Alıp alıp bıraktım. Fakat çok keyifli bir kitaptı 'Ayvayı Yedik Müzesi. ' Hepimiz babaannelerimizi kendi halinde, işinde gücünde, yemeğinde, ev işinde biliriz keza öyledir de zaten. Şimdi işinde gücünde olan babaannemizi tersine çevirelim, yani eylemsel olarak tabii. Çılgın bir babaanneniz olduğunu düşünün bir akşam mutfakta salçalı makarna yaparken trenle dünya turuna çıkmak istesin. Dünya turu? Hem de trenle. Trenle dünya turu? Ve dediğini yapan bir kadın, ki sakız üretimi yapıp ünü şehirleri aşmış, adı sakız kasabası olarak anılan bir kasabaya dönüşen bir Sarıkayalar Kasabası. Paraya para demeyecek kadar kazanç sağlamış sevimli teyzemiz sıkılıp caddıkı cakkıdı dükkanı kapatma kararı alıyor. Dünya turuna çıkarken de torununun avucuna ayva bırakıyor. Düşünüyor çocuk bu aynayla ne yapabilirim? Yese mi, yemese mi? Sonunda aklına müthiş diyebileceğimiz bir fikir geliyor. Babaannesinin sakız üretiminden kalan sosyal medya hesaplarını kullanarak bir duyuru paylaşıyor. Sonrası mı? Çok tatlı, çok keyifli bir son okuyucuyu bekliyor.
Ayvayı Yedik Müzesi
Ayvayı Yedik MüzesiMert Arık · Timaş Çocuk Yayınları · 20233 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Kutsal ego… Kartonpiyer dünya… İllüzyonlarla yaşamak… Bir sabah uyandın ve emsalsiz bir keder hissediyorsun. Pencereden bakıp güneşle o ilk kez göz göze gelinen anda hayata lanet etmek geliyor içinden. Yüzünü yıkamak için banyoya yöneliyorsun ve işte karşında ayna. Dünyanın en acımasız dostu. Suratına tükürse yeri var. Öyle bir tipsizlik, öyle bir biçimsizlik, öyle bir yorgunluk, delicesine bir keder gömülmüş yüzüne. Her an bu dünyadan göçecek gibi duran ama her şeye rağmen yaşama olasılığı da yüksek bir beden var aynada. Peki ruhtan ne haber? Ruh göçmüş bile. Ruhun yerine, canı olsa da canı çok sıkılan bir şey gelmiş. Ne bunun adı? Bunun adı yok. Durumun adı var: gerçekliğin kaybı... Haberler, reklamlar, enformasyon… Like, follow, fav ve sosyal medya vatandaşlığımız… Dünya bin bir çeşit ayartmayla, oyuncakla üzerimize çullanıyor ve hepimiz az ya da çok kaybolmuş hissediyoruz… Kendimizi nerede kaybettiğimizi, nasıl bulacağımızı bilmiyoruz… Kitapları The Profesyonel ve Fabrika Ayarlarına Dön ile kurumsal dünyanın ipliğini pazara çıkaran, Mima ile bize yaşadığımız hayatın distopik gerçekliğini gösteren Yüce Zerey, İstila ile bu kez adeta bir teselli rehberi bırakıyor elimize. Gelmiş geçmiş en önemli filozoflardan, yazarlardan, çağdaş isimlerden destekle kendimizi hatırlamanın, merkeze dönmenin rotasını çiziyor… Gerçek bir bibliyofilden bir “bibliyoterapi kitabı” olarak da okunabilir bu kitap.
İstila
İstilaYüce Zerey · Doğan Kitap · 202133 okunma
Reklam
622 syf.
10/10 puan verdi
Olağanüstü bir kitap. Bu zamana kadar neden okumamisim dediğim bir kitap oldu. Rus edebiyatı çok ünlüdür ama bu kitabın hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. Hepimiz birer Oblomovuz, hepimizin içinde birer Oblomov yatıyor. Herkese tavsiyedir.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,8bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
SEVME SANATI
Günümüz ilişkilerinin en temel problemi '' SEVME '' eylemi . Kiminin ; bedenleri , şekilleri , görüntüleri sevip , ölüm gerçeğini unutup insan ruhundan bihaber olduğu yahut karşısındakini bir ATM olmaktan , kartlarla dolu bir cüzdandan fazlasını göremediği bu çağda ... Çağı dışarıda bıraktığımızda , gerçekten sevgi neydi ?
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202218,9bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Hepimiz Zezé Olduk
...Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi! Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey. “KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK?” Hakikaten de Sevgili Zezé, bize her şeyi çok erken anlattılar...
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232,3bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ana Huang Öfke Kralı
Öfke Kralı
Öfke Kralı
Herkese selam yine bir Ana Huang kitabı ile geldim. Kitap bana göre çıtır çerezlik bir kitaptı. Smut bir kitap olduğunu belirterek konusu ve yoruma geçebiliriz. Konusu: Vivian Lau, ailesinin isteği üzerine Dante Russo ile nişanlanır. Ancak Dante bu evliliği hiç istemiyordur ve Vivian'ın babası Francis Lau Dante Russo'ya şantaj yapmıştır. Yorumum: Kitabı okurken Dante'ye aşık olmayan yoktur herhalde. Hayır parası için değil karakteri için (Tabi bu Vivian'ı gerçekten tanımadan önceki hali hariç o zaman tam bir buz kütlesiydi ve arkasından iş çevirmesi fiyaskoydu). Benim yıllanmış İtalyan şarabım içinden tam bir aşk böceği çıktı. Ancak her ne kadar anlaşmalı bir evlilikte olsa da nişanlısına sadık kalması güzeldi. Vivian'ın son bölümlerdeki halini ve kabuğunu kırmasını ailesine karşı duruşu beni daha mutlu etti. Sonunda taştı diyebilirim. Aslında Hepimiz öyle değil miyiz? Aile olunca hiçbir laf edememek ancak dışarıya aslan kesilmek.. Gelelim diğer karaktere Francis Lau... seninle ilgili sahneleri okurken sövdüm gerçekten sövdüm. Bir baba gözünü para için ne kadar karartabilir bu adamdan öğreniyorsunuz.
Ana Huang
Ana Huang
Alıntı: ''İntikamın sana olan duygularımdan daha önemli olduğuna inanmıştım'' Kitaba puanım: 4.5/5 Smut: 5/5
Öfke Kralı
Öfke KralıAna Huang · Martı Yayınları · 0645 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.