Hacmi küçük ama içeriği zengin bir eser diyerek başlayabiliriz sanırım. İvan Dmiyriç'in, yaşadığı kaygı bozukluğunu ele alalım, bence biraz es versek hepimiz alâsını yaşayacağız şu dönemde. Kitap bunu adalete güvenmemeden almış. Günümüzde de adaletin yanı sıra birçok meselede ve çoğumuzda ortaya çıktı çıkacak, zirveyi de gelecek kaygısı kapar net. Nedenini sorgulama tabii normal dışı kabul ediliyor. Dmiyriç karakteri felsefe seven, haksızlığa dur deme çabasında olan, farkındalığın yarattığı kaygı bozukluğu dışında piyasada ki en aklı başında adam. Tabii savaşı sonuç vermiyor. Normal olan azınlık kalıyorsa anormal olan kabul görmeye başlar. Yolsuzluk, haksızlık, umursamazlık olması gereken tutumlar oluverir. Birde doktor Andrey Yefimıç var. "... ben tek başıma bir hiçim, kaçınılmaz olan sosyal kötülüğün küçük bir parçasıyım sadece." algısında. Öğrenilmiş çaresizlik ve kabulleniş. Kitabın sonlarında başına gelen olumsuzluklara o kadar çok "umrumda değil" dedi ki, öyle olmadığını bilmeme rağmen keşke başka insanların bile isteye sürükledikleri can sıkıcı şeylere bende umrumda değil deyip geçebilsem düşüncesiyle imrendim. Öte yandan başkaları yaşarken tek başıma ne yapabilirim kafasıyla yaşananları görmezden gelmek kolayken, kendi başına geldiğinde bu nasıl saçmalık isyanına girip birilerinin bu konuda çabalayıp bu saçmalığa son vermesini istiyor olmamız ne çelişkili duygular. Kitap 68 sayfa ama kesinlikle alıp bir çırpıda bitireyim demelik değildi gözümde. Ben sevdim, güzel sorgulama yaptırıyor.