" Ne kadar başarılı ve önemli bir kişi olursa olsun, insanın kendini kamuoyu önünde olduğu gibi sergilemesi olanaksız. Sanırım hemen herkes başkalarının karşısına çıkarken, aynayı önüne alıp kendine çeki düzen vermeye koyulur. Zira, hepimizin içinde tecrübeli bir işportacı kurnazlığı olduğu şüphesiz. Kendimizi piyasaya sürerken, gösterişli mostralıkları öne dizip, ham ve ezikleri onların arkasına gizlemeye özeniriz. Bu tür bir girişimin ürünü ise, ' yaşam öyküsünden' çok bir aldatmacaya , " övgüye" benzer. Dahası, farkında olmadan belleğinizin bize oynayacağı oyunlarda vardır. Yaşadıklarımızın hiçbir değişikliğe uğramadan, belleğin raflarında dizili öne çıkmak için bilinçten davet beklediği söylenemez. Onların acı veren, hoşa gitmeyen ve işimize de gelmeyen yanları üstünde belleğimiz türlü oyunlara girişmekte çok ustadır. Pilavlık pirinç ayıklarcasına onlara temizleyip bilinçaltının görülemeyecek yerlerine tıkmak onun marifetidir. Eline fırça ve çekici alarak anılarımızın çürük çarık ve çarpık yanlarını tamir ve badana yapıp, göz alıcı duruma getirmek de onun görevi... Bu yüzden anımsadıklarımız, gerçekten yaşadıklarımız olmaktan çok, yaşamış olmayı dilediklerimizin biçimini alır. "
Din hepimizin oluyor da din için çalışmak, neden sadece imamların ve müezzinlerin görevi oluyor?
Reklam
Milena Jesenska - Yuvadaki şeytan
Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin –ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun gevezeliklerine olduğu
Sayfa 376 - Can YayınlarıKitabı okudu
Uzun lakin geçmemenizi rica ediyorum:)
Öğretmenler odasında sürekli eleştiren ögretmen arkadaşlarıma soruyorum: "Peki çözüm öneriniz ne? Bunun için harekete geçti niz mi?" Sessizce yüzüme bakıyorlar. Derse 10 dakika giren, dersten öğrenciden önce çıkan, bir öğrenci için bile gayret göstermeyen öğretmen arkadaşımız sistemi eleştiriyor. Peki, sen işini tam olarak yapıyor musun? Sen de sistemin bir parçası değil misin? Madem sistemi degiştirmek istiyorsun, kendinden başlamaya ne dersin? Hemen "Memleketi sen mi kurtaracaksın?" merkezinde dönen bir muhabbet başlıyor. Cevap veriyorum: "Evet, ben kurtaracağım." Hiçbir şey yapmayıp sonra en çok eleştirenlerden asla olmadım. Hiç vazgeçmemesi gereken biri varsa o da eğitimcidir. Biz vazgeçersek kim mücadele edecek? Insan nefes aldığı sürece mücadeleye devam etmelidir, umut vardır çünkü. Bu güzel ülkeyi yükseltmek, onun için çalışmak hepimizin görevi değil mi? Bizim çocuklarımız da gelece gin Türkiyesinde yaşamayacak mı? Atatürk'ün en sevdiğim sözlerindendir: "Vatanımı en çok seven görevini en iyi yapandır."
"Hepimizin bir kaderi var," dedi, "bir de görevi..."
Sayfa 100 - E-pub
Hepimizin kutsal görevi olmalıymış :)
Bütün taş ve demir sanayi baş parmağın, felsefe ve edebiyat gibi boş hünerler de zekânın eseridir. Ortaçağı akıl, bugünkü Amarika'yı ise baş parmak yapmıştır. Baş parmağın akla ve ukalalığa üstün gelmesini dilemek, hepimizin kutsal bir görevi olmalı.
Sayfa 74 - Akvaryum Yayınevi / Baş ParmakKitabı okudu
Reklam
230 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.