“Bu da geçer.” diyeceksin. Geçecek elbet. Sonra “Bu da geçer” diyeceğin başka şeyler gelecek. Hayat bu… Hepsi geçecek ama, “Bu da geçer’ler” hiç bitmeyecek!
Burada toprağın altında yatan, beni ürpertecek kadar yakınımda olan o korkunç şey, artık toprağın yuttuğu, hâlâ sevdiğim o korkunç şey...Hepsi bu kadar mı Tanrı'm?
Reklam
289 syf.
·
Puan vermedi
Dil, silahtan keskindir. Peki ya onu silah yerine kalkan olarak kullanabilseydik? "Tongue Fu", zor insanlarla başa çıkmanın ve her ortamda etkili iletişim kurmanın sözlü bir dövüş sanatıdır. Zorbalık, öfke, anlaşmazlık... Hepsi günlük hayatımızda karşımıza çıkıyor. "Tongue Fu" ile bu zorlukları fırsata dönüştürmeyi
Tongue Fu
Tongue FuSam Horn · Boyner Yayınları · 20165,1bin okunma
Güneşli bir gündü. Saat iki civarları sıcaklığın en yoğun hissedilen vakitleri. Aklı olan çıkamazdı bu vakitte dışarı. Şimdi herkes evlerinin en serin odalarında yatmakla meşgul olmalıydılar. Ben,özlemle kavrulmuş ben. Vatanımın bu en kavurucu sıcağına bile hasret kalmış ben. Çıkardım başımı. Gökyüzünün maviliğinde kaybolmak istedim. Sineklerin vızıltısında ve arıların bayılacakmış gibi uçuşunda arada bir suyunu bana damlatan bir söğüt ağacının altında uzanmak istedim. Sonra seni gördüm. Bir kayanın üzerinde kırmızı pabuçlarının içindeki narin ayacıklarını gördüm. Biraz daha fazla yukarı bakınca gözlerim dizlerine kadar uzanan beyaz elbisenin altındaki ışıltılı bacaklarınla karşılaştım. Biçimli vücudun ve ışıl ışıl güneşte parlayan güzel yüzünü seyrettim. Kızarmıştı yüzün ve susamıştı pembe dudakların. Düşünceliydi gözlerin. Huzurlu ve sakindin. Yanına gelsem uzatsam başımı bacaklarının üstüne bütün dertlerimi unutacaktım ya da hepsi artık çözülecekti. Sanki sihirliydi bedenin.Sonra sıyrıldın birden bütün düşüncelerinden. Gördün beni. Samimi ve hafif bir gülümseme yayıldı yüzüne. İşte bu gülümseme benim içimdeki büyük bir boşluğu doldurmaya yetti ve aşık oldum. Artık mutlu olmam için hayatımda senin varlığın gerekliydi.
"Dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum, uyuşamadık. Hepsi bu."
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Aşk..“elif” ile başlar, “he” ile biter..
~~~ Meğer aşk sadece Bir'e imiş... Bir dilbere düşse de gönlün, aşk yalnız O'nun sıfatıymış. Önce kadını, sonra aşkı benzetmiş kendine. Aşk, aşka âşık olmuş. Aşk meğer bir güzel yanağında akseden ilahî bir nurmuş. Ne maşuk başka biri ne âşık ne de aşk. Meğer hepsi aynı, hepsi birmiş. Bir gizli hazineymiş bu aşk ki her âşık aynı hazineyi aramış, her maşuk aynı aşka muhatap. Aşk bir kızıl kuyu, aşk bir gonca gül. Aşk nazenin bir güzelin yanağında kara ben, bir elif aşk; tek bir çizgi. İsmi elifle başlayan ve "he" ile biten aşk. Değil mi ki âşık geceler, günlerce "ah" eder. Değil mi ki başını akıldan, dilini kelamdan, bedenini candan eder. İşte bir "elif" ve bir "he"dir aşk. Elif ile başlar "he" ile biter. ~~~
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.