Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hatırladım :(
“Harcın içine haddinden fazla kum katmak ne demektir bilir misin? Hepsi hepsi dört-beş yıl dayanır. Sonra biri öksürse, yıkılıverir. Aldatmaca hepsi, haince aldatmaca, hile! En kötüsü bu da değil, asıl yaptığımız evler! Bunlar aslında ev bile değil, bunlar, bunlar... Ruh ambarları bunlar! İnsanın midesi bulanır! ”
Bu kitapta yer alan kişiler ve mekânların gerçek alâkaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları... hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Şiirden hazzetmeyenler, "Grapon Kâğıtları"nı Noel ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh çağırma seansında, romantik ruhlara seslenen uyduruk şarkılar olarak mırıldanabilirler.
Reklam
Demek bunlar hepsi yalandı? Hayalinin kendisine bağışladığı bütün bu tantana, kendisini mest eden o gösterişli rüya, demek bütün bu şeyler boştu?
Sayfa 146 - Puslu YayıncılıkKitabı okudu
Bu arada, çok istememe karşın, gelecekteki yaşamın da, cennetin de olmadığını hiçbir zaman düşünemedim. Daha doğrusu hepsi var bunların, ama bizler gelecekteki yaşamdan da, onun yasalarından da bir şey anlayamıyoruz. Peki ama, bunu anlamak o kadar zor ve olanaksızsa, benim için ulaşılmaz, anlaşılmaz olan için nasıl sorumlu tutulabilirim? Evet, onlar da, elbette onlarla birlikte prens de boyun eğmek gerektiğini, düşünmeden, yalnızca ahlaklı olmak için boyun eğmek gerektiğini, uysallığım sayesinde öteki dünyada kesinlikle ödüllendirileceğimi söylüyorlar. Onu anlayamadığımız için kendi kavramlarımızı ona yakıştırarak Tanrıyı aşırı derecede küçümsüyoruz. Ama tekrar söylüyorum, onu anlamak olanaksızsa, insanın anlamasına izin verilmemiş şeylerle ilgili sorulara insanın cevap vermesi zordur. Öyleyse kaderin gerçek iradesini, yasalarını anlayamadıysam, beni nasıl yargılayacaklar? Neyse, din konusunu kapatalım.
Dini görüşleri ne olmuş olursa olsun, Amerika'nın kurucularının hepsi eğer Baba George Bush'un kendisine gazeteci Robert Sherman tarafından sorulan, "Ateist olan Amerikalıların vatandaşlıklarının ve vatanseverliklerinin diğerleriyle eşit olduğunu onaylıyor musunuz?" sorusuna verdiği cevabı okusalardı donakalırlardı: "Hayır, bu ateistlerin ne yurttaş ne de vatansever olarak düşünülebileceğinden emin değilim. Bu millet Tanrının emrindeki tek bir millettir." Sherman'ın açıklamasının doğru olduğunu varsayarsak (ne yazık ki bir kayıt cihazı kullanmamış ve diğer hiçbir gazete hikâyeyi o zaman yayınlamadı), ateistler yerine "Yahudiler", "Müslümanlar" veya "Zenciler" kelimesini koymayı deneyin.
Sayfa 71 - Bölüm 2 - Tanrı Varsayımı; Laiklik, Amerika’nın Kurucu Babaları ve DiniKitabı okuyor
Hikmet güldü: “Sinirimden gülüyorum albayım. Çünkü sinirlerim artık gülmek için kafamın neşelenmesini beklemiyor. Bu karamsar beyinden bir kahkaha çıkmayacağı için, artık ben gülmüyorum, sinirlerim gülüyor. Hepsi bağımsızlığını kazandı albayım, pardon, doktor.
Reklam
Sana hiç yazmadım. Seni hiç yazmadım. Sana söylemem gereken birkaç kelimeyi hep içimde tuttuğum için öykülere, romanlara dağıtılmış tonlarca kelime çıktı içimden. Benim gibi insanların senin gibilere yazdığı mektupları okudum. Hepsini ben yazmışım gibi. Tüm o şiirlerin hepsi benim gibileri anlatmak ve senin gibileri ağlatmak için gibi. Belki de bu yüzden sana adamam gereken cümleleri hep sakındım sayfalardan..
Sicim kuramının güzel sadeliği, kütleçekimi ile kuantum mekaniği arasındaki çatışmayı yatıştırma biçimi, doğanın bütün bileşenlerini birleştirme yetisi, sınırsız öngörüde bulunma potansiyeli, bunların hepsi de bu riski üstlenmeye değer kılan zengin ilham kaynakları sunar.
Sayfa 266
Anadolu halkları üzerine, 'İbn Battuta'
'Halk, İmam-ı Azam Ebû Hanife Hazretleri'nin mezhebindendir. Hepsi Ehl-i Sünnet'tir. Aralarında ne Kaderî, ne Rafızî, ne Mu'tezilî, ne Haricî ne de başka bir sapkın bulunmaktadır. Yüce Allah onları bu faziletleriyle diğer insanlardan üstün kılmıştır. Ama haşiş (esrar) çiğnemekten de çekinmezler.' İbn Battuta
Sayfa 112Kitabı okudu
Eğer avcunuzun içine iyice bakarsanız, orada ebeveynlerinizi ve atalarınızın tüm nesillerini göreceksiniz. Onların hepsi şu an yaşıyor. Her biri, bedeninizde mevcuttur. Siz bu insanların her birinin devamısınız. -Thich Nhat Hanh, A Lifetime of Peace
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Siz kendinizi siyasetin ve solun içinde mi buldunuz? Yerlerde dolaşıyoruz, dinliyorum, bazen yanlarına oturuyorum. Sabahattin Ali'nin hanımı annemin çok iyi arkadaşıydı. O sırada da Sabahattin Ali'yi hapse attılar. Hanımı yalnız, annemle beraber epey vakit geçiriyorlardı; kızı Filiz bizim yaşta, üçümüz oynuyoruz. Bazen de bize gece yatısına geliyorlardı galiba. Bir gece -tabii ayrıntısını değil a ma olayı film sahnesi gibi hatırlıyorum- kapı çalındı. Bir vaveyla, ağlaşmalar. Sabahattin Ali'nin hanımı ile annem ağlaşıyor. Ne oluyor derken Sabahattin Ali'yi o gece Bulgar sınırında vurduklarını öğrendik. Altüst olduk. O zaman Sabahattin Ali'nin annem de çok severdi kitaplarını- "Kürk Mantolu Madonna"yı okumuştum. Başka birçok hikâyelerini de. Annemin kütüphanesi var tabii ki, bir sürü de Nazım Hikmet kitabı... Hepsi o zaman çıkmış, ama yasaklanmıştı, tam böyle baskıcı İsmet Paşa dönemi. Bir sürü aileyi içeri atıyorlar. Bu hadiseler olunca annem korktu, kitapları topladı, yaktı. Çok üzüldüm. !!!
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
“Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar, her gün biri söner. Kırkıncı gün hepsi söner, biri bekler. O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar. Ben buna inandım her gece üfleyerek otuz dokuz mum söndürdüm. Kırk gün bekledim göğsümdeki sızı hafifler, kalbim tekrar toplanır diye ama hiçbir şey olmadı. Yalanınız batsın dedim. İçimde tek bir mum kalacaktı hani; peki ne, bu yürekteki bin dönümlük orman yangını?”
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler KoleksiyoncusuŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20189bin okunma
Nazilerin ortak faktörü delilik değildiyse neydi? Kelley, Nürn­berg sanıklarında ortak olan sadece iki özellik bulabilmişti. İlki, işlerine muazzam enerji sarf etmeleriydi; Göring ve meslektaşları A sınıfı işkoliklerdi. “Hepsi akıl almaz derecede uzun saatler boyunca çalışmış, çok az uyumuş ve tüm hayatlarını dünyayı Nazileştirme meselesine adamışlardı,” diye gözlemledi. “Köle gibi ve fanatikçe çalıştılar. Yazık ki,” diye ekledi Kelley kederle, “demokrasinin iş­lemesi için bu kadar çaba sarf etmiyoruz.” Ayrıca Kelley, Nazilerin emeklerinin sonucuna odaklandıklarını ve bunların gerçekleşme aşamasıyla ilgilenmediklerini fark etti. Bu sonuçlar, Naziden Naziye çeşitlilik gösteriyordu ve Nazizmi yaymaktan kişisel güç ve zafer kazanmaya kadar değişkenlik gösteriyordu.
Sayfa 192 - Pegasus Yayınları
Bilinçaltımızda yer alan dile getirilmemiş deneyimlerin hepsi içimizdedir. Bunlar değişik şekillerde dilimizde belirebilir. Kronik hastalık belirtilerimizde ve açıklanamaz davranışlarımızda kendini gösterir. Günlük yaşamımızda karşılaştığımız tekrar eden mücadelelerimizde yeniden yüzeye çıkar. Bu dile getirilmemiş deneyimler duyulmak için kapılarımızı kırar, çekirdek dil ise duyduğumuzdur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.