Hepsi sıratta durdurulurlar, işlerinden sorulurlar. Doğru insanlar doğruluklarından sorulur. Münafıklar ve müraî’ler imtihan edilirler, insanlardan bir grubu hesap
sız cennete girerler. Bir grubu yumuşaklık ve müsamaha ile, bir grubu münakaşa ve zorlukla beraber hesaba çekilir
ler. Sonra kâfirler kurtuluş bulmayacak şekilde cehenneme sevkedilirler.Allaha itaat eden müslümanlar cennete girerler. Asîlere ise cehenneme girmeleri emrolunur. Peygamberlerin, bilginlerin, büyük salihlerin şefaatma nail olanlar, affedilirler, şefaatçisi olmayanlar günahlarına göre cezalandırılırlar, imanları sağlam ise cezalarım çektikten
sonra cennete girerler.
Ben bunu anlıyorum işte, dünyada yürüyorlar çocuklar, dünyanın her yerinde, hepsi aynı şeye doğru yürüyor. En temiz yürekliler, dürüstler, zekiler, kötü olan her şeyin üzerine yürüyorlar yılmadan, yürüyorlar, yalanı güçlü ayaklarının altında ezerek yürüyorlar. Genç, sağlıklı insanlar yenilmez tükenmez güçlerini yalnızca bir şeye, adalete yöneltmişler. İnsanlığın acılarını, mutsuz dünyanın ezilmişliğini yok etmek için sefere çıkmışlar, çirkinlikleri yok etmek için yürüyorlar... Ve yok edecekler o acıları.
18imi yeni doldurmuştum, canımdan öte dediğim can bağı kardeşim ve sevgilimin ihanetine kadar.. Yıkılmıştım. Ben yaşadığımı yaşadım daha ne acı yaşayabilirim ki demiştim o zamanlar. Köprüleri yıkmak, tekrardan güven inşa etmek de hiç kolay değildi benim için. Hiç ummadığım yerde hiç ummadığım bir zamanda biri çıkmıştı karşıma. Dünya iyisi de biriydi ama bende oluşan cam kırıkları zedeliyordu bizi. Zamana ihtiyaç vardı ama zaman yetmedi bizi biz yapmaya. Ömrü yetmemişti sevdiğimin. İsyan etmemiştim ama ihanet, ölüm .. Hepsi beni mi bulmuştu gerçekten. Tekrardan yeni başlangıçlar yeni arkadaşlıklar . . Sonrasında ne mi oldu bu sefer farklı ihanetler.. arkamdan kuyumu kazmalar, kıskananlar, menfaat için ikili ilişkiler.. Zayıf olmam bile dert olmuştu bazılarına. Oysa iştahım kesilmişti uykusuzdu geceler. O yüzdendi gözümün altındaki morluklar .. Otuzlu yaşlarımda hevesim kalmadı hiçbir şeye. Zaman ne gösterir bilinmez ama gücüm yok, güzel günlere inancım yok, umudum yok.. Şimdi düşünüyorum da herşey insanoğlu için.. Kim bilebilir belki başka bir hayatta..
" Yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar..."
"Bir şeyi beğenmediysem, beğenmemişimdir, hepsi bu ve bu dünyada ırkımın çoğunun beğendiği için ya da beğeniyor gibi yaptıkları için benim de o şeyden hoşlanmamı gerektiren hiçbir neden yok!"
Yılların bana öğrettiği şeylerden biride bu oldu; mutluluğu yakalamışsan salgılama! Zor yola kolay kişilerle çıkmak en büyük hatadır. Mutlu olanların zaten hepsi şuan uyuyor, mutsuz olanlara selam olsun.
Süphelerinin peşinden git.Onlar seni yanlış yola sürüklemez hani bir laf vardır ya "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye O doğru işte.İnandığın kocaman bir yalan ve boğazın düğümlenmiş,hissiz gözlerle bakıyorsun ekrana.Bunca ay, bunca sene hepsi bosuna.Sorunlu insanlardan uzak durun,onlar en büyük sorundur.Her şey inanın kendisinde başlar ve kendisinde biter :)