şimdi her şey doludizgin ve çoğul
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
şimdi her şey yeniden
yüreğim, o eski aşk kalesi
yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Yoksun sen
Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren
şimdi her şey doludizgin ve çoğul
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
şimdi her şey yeniden
yüreğim, o eski aşk kalesi
yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren.
şimdi her şey doludizgin ve çoğul
..........
şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
şimdi her şey yeniden
yüreğim, o eski aşk kalesi
yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat!
Her şeyi hayata dönüştüren
Tabiat bilimleri öznenin nesne karşısında elden geldiğince bilinmesini gerektirir. Oysa insanî faaliyetleri ( sanatlarını, tasavvuflarını, peygamberliklerini, devrim girişimlerini; şiiri veya aşkı kavramak için gerekli olan bilgi), "anlamaya" çalışan öznenin, oyuncu ve yaratıcısı olan özneyle özdeşleşmesini gerektirir; nesne ancak kavramla anlaşılabilir; özneye ancak aşk yoluyla erişebilir, tasarı ancak efsane, ütopya veya şiirle belirtilebilir. Daha basitçe söylersek, sarhoşluğun kimyasal veya biyolojik sebep ve sonuçlarını bilmek başka şey, sarhoşluğu "kendi hissetmek" başka bir şeydir. "Tutkular üzerine bir inceleme" yazmak başka şey, sevmek başka şeydir. Devrim konusunda teoriler geliştirmek başka, ona karar vermek ve onu yapmak başkadır. Tarihçi olmak başka, tarihin seyrini değiştirmek başkadır. Her özel durumda, terimlerden birini dışlamak değil, farklarının bilincinde olmak söz konusudur.
YALNIZ BİR OPERA
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim