Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursan ol, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekiyle aynı olmasın.
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
Aşk bir seferdir. Bu sefere
Bir Ömre Yeten Gece
Tüm vakitlerin meftun olduğu gecedir Kadir gecesi. Köklü kararların alındığı gece… Her şeyin ölçüsünün takdir edildiği gece. Okudukça insana değer katan sonsuzluğa kapı aralayan gece. Karanlıklar içinde vahyin aydınlığıyla ışıyan gece. Ayetlerin insanın yüreğine indiği, yüreğin İslam’a açıldığı gece senin kadir gecendir. Yakalamışsan o geceyi bir
2023 itibariyle elime hiç kitap almamış olmak... bu oldukça üzücü. Hayatımda bir çok şey değişti. Akademisyenlik hayalimden vazgeçtim. Makalelerim çöp oldu. Kazandığım yüksek lisansın değerini bilen pek olmadı. Sanki hacettepeden ben mezun olmadım. O ortalamayı ben yapmadım sanki o diploma için gece yarıları saatlerce ders çalışmadım. ALES sınavına da ben girmedim. sırf yüksek lisans mülakatlarında üç adet soru salladığım öğrenildi diye bana şansa kazandı dediler. İnanabiliyor musunuz?
Mülakat 100 puanın 10 Luk kısmını oluşturuyor sadece.... Her neyse zaten okuyabilmek kısmet olmadı. Hayat engelini koydu. Artık çalışıyorum yeni bir hayatım var. Akademisyenlik hayalim bir daha acilmamak üzere kapandı. İçimdeki yeni beni oluşturan insanlara ne dicegimi bile bilmiyorum. O kadar yoruldum ki.
Bir süre kitap hiç görmek istemedim. O kadar hevesle aldığım ve sakladığım notlarımı hep odamdan attım. Bir gece aniden yaptım bunu. Oysa her şey bir gecede olmamıştı. Birikmişti.
Ve şimdi okuma kitabı bile alamıyorum elime. Ben kitaplara aşık bir insanım. Lakin galiba icim de hala büyük bir yara var. Elime okuma kitabı alamıyorum.
Yine de bir yıllık okuma hedefim var o hedefimi gerceilestirmeliyim. Umarım bir gün kitap tekrar okuyabilirim.
Fısıltı..
Hangi çiçekten çalıntıdır huyun
Hangi ırmağın peşinde kaybolur güzün?
Çok yürüsem ormanında bulur muyum?
Hangi ceylanın gözünde saklıdır yüzün?
Sır bu çığlığın fısıltısındadır
Uykunuz derin, rüyanız hatırlanmadı
Ben vurulduğum masalın ortasındayım
Prensesler de kalp söker, hiç yanılmadın
Ay ışığına, bir göl kayığına
Sakladım acımı gül yanağına
Gülümsemesi yakamoz
Işığına vurulduğum o gecede
Kaç çiçeği koparıp uzağıma
Solsun elimizi sürdüğümüz her şey
İnadına sevip, yolumu yürürüm yine de
Ben deniz yazmayı sizden öğrendim
Elimde mavi kalemler bir poyraz çizmişim
Kıyındayım da aklımda ufkunuz var
Yüzümde eskiyen bu hazineyi bul, kaçır da
Sakla derinde
Rüzgar benimle
Kerteriz aldığım yıldız bu göğün en tepesinde
"her geceyi saran sancı, göğü ağlatan nöbet..
halkı kandıran hancı, çarkı dümen elbet.
çehremde teorisi yarım kalmış yenilgi
çırılçıplak soyulup uluorta pazarlanan memleket...
kuruşuna kadar gaddar, kanımıza sızmış vergi
dayanışma hapis, vefa müteveffa; ve sanki
ilim irfan ışığı: - yalnız kendini kalkındıran adalet-
günümüz kara ve bütün hayatımızı yakan ampul.
falımda kaç vakte hortlayacağı meçhul,
kameraların boşluğunda erkete, devrimci şiddet...
suyuna toprağına paha biçen müritlerin
göstermelik tevhid ve sahte tefekkürde müminlerin
hesap cüzdanına secde eden varaklı haramilerin
Allah'ım!
bize zırhları, çeliği ve yüksek güvenlikleri yakacak
büyük bir ateş lazım...
yok mu -burada- tutuşacak
bir cehennemin?"
KÜÇÜKTÜK
Küçükken babaannemin yanına giderdik. Tabi küçüklük ya: yaramazlık, koşuşturmaca derken o ev bir adımlık mesafeye inerdi. Ev dediğim de küçücük derme çatma bir gecekondu.
Gecekondu deyip geçmekle de olmaz, sımsıcak, hayallere açılan büyük bir şatoydu. Ben ve küçük kız kardeşimin çiçekler içindeki kocaman şatosu. Babaannem ise bizleri hep