Kitap, yaşamımızın yönünü her anlamda etkileyen sınırlardan bahsediyor.Hayatımızda olan herkes için; eşimiz, dostumuz, çocuğumuz, annemiz, babamız, kardeşimiz...Hayatımızın herhangi bir noktasında herhangi bir yeri olan herkes için belli sınırların olması gerektiğini anlatır. Üstelik sadece çevremizde olan insanlar için de değil, kendimizle de sınırımız olmalı. Benliğimizde, kendi kendimize sınırı oluşturabilmeliyiz. Bu sınıra saygı duymayanların hayatımızdan tereddütsüz çıkarabilme olgunluğuna olabilmeliyiz. Hayatımızda olan doğru insanlar bu sınıra her açıdan zaten saygı duyacağını görürüz. Saygı duymayanların ise hayatımızda herhangi bir yere konumlandırmamalıyız.Çıkış kapısına kadar eşlik edebilmeliyiz.
Hayattaki yolumuzun yönünü belirleyen sınırlarımızın oluşumu doğumdan itibaren başlıyor.
Annelerimizle kurduğumuz o ilk sınır, yetişkin halimize kadar bizi takip ediyor. Değişen sadece zaman oluyor, kişiler ve olaylar hep olduğu yerde kalıyor. Sınır kavramını karakterlerine gerçek anlamda işleyebilen insanların hayatta çok güzel kararlar aldığını görürüz. Bu sınırın oluşumu sadece bize de bağlı değil üstelik.Doğduğumuz aileye, çevreye göre şekillenir. Önemli olan şartlar ne olursa olsun yolumuzun sınırlarını kendi aklımızla oluşturabilmek ve bu yola ne olursa olsun sadık kalabilmek. Bilinçli anne babalarının çocuklarına bırakacağı anlamlı bir mirastır "Sınır". Üstelik nesilden nesile aktarılabilen...
Karamazov Kardeşler çok derin bir kitap olduğu için incelemeye nereden başlamam gerektiğine karar vermekte epey zorlandım. Ancak öncelikle bu incelemenin bolca spoiler içereceğinden bahsederek başlayabilirim.
