176 syf.
8/10 puan verdi
Bazen Büyük Hikayeler, Sıradan Günlerin İçinden Çıkagelir
Düşünsenize, bir gazetede çalışıyorsunuz. Sıradan bir gün, ortada haber değeri olan bir şey yok, monotonluk had safhada... Sonra "tak"! Bir telefon, yazı işleri sizi bir yere yönlendiriyor. Eski bir manastır yıkılıp yerine beş yıldızlı otel yapılacak . Manastırdaki mezarlar açılıp, ölüler nakledilecek falan. Ortalıkta isimlendirilmiş
Dolu dolu bir tarihsel yolculuk sunuyor kitap bize. MÖ ilk yüzyılda yaşamış olan Lucretius’un yazdığı uzun didaktik şiir, zamanının ötesinde olan içeriğiyle insanlık için bir sapma olarak dile getirilmiş fakat bu olumsuz bir sapma olarak algılanmamalıdır. Çünkü bu şiirde atom fikri, din felsefesi, sosyoloji ve kozmoloji gibi alanlarda öne sürülmüş
Hüzün içerir.
Ölüm neydi?
Ölüm bir oyundu benim için sadece bir oyun.
Ölümle ilk kez 3 4 yaşlarında tanıştım. Babamın kuzeni Sinan abim ölmüştü. Abi dediğime bakmayın öldüğünde 13 yaşındaydı. Halbuki ben onu çok büyük bir adam zannederdim. Yıllar sonra mezar taşındaki tarihlerden yaşını hesaplayınca çok şaşırmıştım. Öldüğünde benim zannettiğim gibi koskocaman
Çok çok iyi!
Çok çok iyi kelimesini çok az kitap için kullanırım. Gerçekten söylediğimde ciddiyim. Çok çok iyi.
Bir baş ucu kitabı bir baş yapıt. Abartmıyorum alın okuyun bana hak vereceksiniz. Bazen bir kitabı okurken bütün bildiklerinizi unutmanız gerekebilir. Bunu belki bir kaç kitap için söylemiş olabilirim. Bu kitap Taş devrinde bir altın madeni gibi. Yine abarttığımı yada kitabın etkisi altında kaldığımı zannediyor olabilirsiniz. Beni buraya kadar okuduysanız sizi etki altına aldığım doğrudur. Bunun en büyük faktörü ise meraktır.
Şimdi yazarın Sartre'nin arkadaşı olması veya bu kitabı niye yazdığı gibi gereksiz bilgileri vermeyi çok fazla lüzumlu görmüyorum. Andre ve Nicole'ün Moskova'daki gezintilerindeki o müthiş diyalogları okumak sizi bir apartmanın 100'üncü katına çıkaracak güçte olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bence çok fazla ipucu verdim. Bu kitabı bulmak için acele edin derim. :))
Yine her zamanki gibi beğenmezseniz bana getirin ben bir daha okurum. :)
Okursanız Hacklenirsiniz. Kaçın!
Arkadaşlar selam. Birazdan size bu incelemeyi okuyanların otomatik olarak nasıl hackleneceğini anlatacağım. Yanlış duymadınız. Hepinizi tek tek hackleyeceğim. Bundan herhangi bir kurtuluşunuz olmayacak. İncelemeye başladığınız an hipnoz olacaksınız. Hepiniz şu an hack öyle bir şey değil diyeceksiniz. Hack öyle mi? Msn hackleyenler mi demiş bunu?
Yazardan okudum İlk kitabıydı.
Kitap Charles Bukowski'nin çeşitli öykülerinden oluşuyor. Kitap da çok fazla küfür, alkol ve cinsellik yersiz bir şekilde ön plandaydı. Okuduğum kitaplardan çabuk etkilenen biri olarak günlük hayatta küfürlü konuşmaktan korktum:)
Okumasanız bir şey kaybedeceğiniz bir kitap değil!
Bir kitap arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum Charles Bukowski'nin kitaplarından belki de ben farklı bir kitabını okuyarak başlamalıydım. Kitap tavsiyelerini severim o nedenle birkaç kitabını daha okuyarak karar vermek istiyorum. Tavsiye eden arkadaşımın mutlaka tavsiye etmesinin bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Bakalım yazarımızın başka bir kitabı bende nasıl düşünceler oluşturacak.
Sayın savcım üzülerek söylüyorum Charles Bukowski'nin Bu kitabı benim için zaman kaybı oldu :(
En sevdiğim birkaç alıntı:
*Hiçbir şey ilk kez yaşanmadan gerçek olmaz!
*Bir hayali bir tek sen görüyorsan adama ya Aziz derler ya da deli.
*Ölüm değildir rahatsız edici olan hüzün ve meraktır.
*Bazı kadınlar tıp biliminden daha çok şey bilirler.
*Şiir yazmanın insana uçurumun kenarına sürükleneyen bir yanı vardır.
*Tek bir insanı mutlu etmek bile yaşamın hakkını vermeye yeter.
*Her erkek doyumsuz bir kadını yola getireceğini sanır ama o yol mezarda biter.
Kitapla ve saygıyla kalın
