Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyin.
İnsanları inciterek onları değiştiremezsiniz. Kesip aynama yapıştırdığım eski bir özdeyiş var. Her gün ona göz atıyorum: Bu yoldan ancak bir kere geçebilirim. Bu nedenle yapmak istediğim iyi işleri veya insanlara yapacağım iyilikleri şimdi yapmalıyım. Ertelememeli veya ihmal etmemeliyim, çünkü bir daha bu yoldan geçmeyeceğim. Emerson, "Karşılaştığım herkes en az bir konuda benden daha üstün, bu nedenle öğreneceğim çok şey var," demişti. Eğer bu Emerson için geçerliyse bizim için bin kez daha fazla geçerli. Kendi başarılarımızı, isteklerimizi bir kenara bırakalım ve diğer kişilerin iyi yönlerini düşünelim. Dalkavukluğu unutalım. İçten övgüler konusunda cömert davranalım. İnsanlar sözlerinize değer verecek ve siz unutsanız da yıllarca bunları hatırlayacaklardır.
Sayfa 58 - EpsilonKitabı okudu
Abdülhamit'in Enver Paşa'ya Nasihatleri
Veliaht Yusuf İzzettin Efendi, Enver Paşa’nın damat olmasına sert bir şekilde karşı çıkmıştı. Abdülhamit burada durmuş, Enver Paşa’nın yüzüne bakmış, onun dikkatle kendisini dinlediğini görünce sözüne devam etmişti. “Oğlum Enver, otuz üç sene saltanat sürdüm, padişahlığım süresince bireyin özgürlüğüne, kişiliğine daima saygılı oldum. Fakat
Sayfa 166 - ParolaKitabı okudu
Reklam
Bizlere ‘herkese özgürlük ve adalet’ kavramını öğretmişlerdi; oysa gerçekte özgürlük ile adalet çoğu kez birbiriyle çelişiyordu. Para peşinde koşmanın adil olmakla ilgisi yoktu; o konuda geçerli toplumsal ilke ‘her koyun kendi bacağından asılır görüşüydü. Bu piyasanın insanlıktan nasıl uzak olduğunu kanıtlamak istercesine, neredeyse bütün atasözleri de hayvanlar âleminden alınmıştı: kurtlar sofrası, insan insanın kurdudur, boğalar ve ayılar, batan gemiyi önce fareler terk eder, yaşamak güçlünün hakkıdır
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Evlenme konusunda da kendine ait bir teorisi vardı. Buna göre insanların çoğalması, insanın ancak alt işleviydi, üst işlevi ise var olan canlılara hizmet etmekti. Bu düşüncenin kanıtını kandaki fagositlerin[87] varlığında buluyordu. Bekâr insanlar, ona göre, görevleri organizmanın zayıf ve hasta kısımlarına yardım etmek olan . bazı insanlar
Degerlerin goreliligi - Foucault
Foucault bu konuda suna odaklanmistir: kulturel degerlerin toplumsal iktidara goreliligi. Kulturel degerlerimiz, ozellikle normal saydiklarimiz, toplumsal denetimin nasil saglanacagini belirler ve onun tarafindan belirlenir. Bir cagda denetimi elinde tutan ruhban sinifiyken, bir diger cagda denetim doktorlara gecer. Bu durum, akil hastasi sifatiyla cagrilan kimselere nasil davranildigina dair acilimlar icerir. Kisacasi, her daim gecerli ve mutlak bildigimiz degerler aslinda kimin iktidarda olduguna ve iktidari nasil kullandigina gore degisen surekli bir tarihsel akis icindedir.
Sayfa 167Kitabı okudu
Bize “herkese özgürlük ve adalet” kavramını öğretmişlerdi; oysa gerçekte özgürlük ile adalet çoğu kez birbiriyle çelişiyordu. Para peşinde koşmanın adil olmakla ilgisi yoktu; o konuda geçerli toplumsal ilke “Her koyun kendi bacağından asılır,” görüşüydü. Bu piyasanın insanlıktan nasıl uzak olduğunu kanıtlamak istercesine, neredeyse bütün atasözleri de hayvanlar âleminden alınmıştı: kurtlar sofrası, insan insanın kurdudur, boğalar ve ayılar, batan gemiyi önce fareler terk eder, yaşamak güçlünün hakkıdır. Para, dünyayı kazananlar ve kaybedenler, sahip olanlar ve olmayanlar, diye bölmüştü. Bu, kazananlar için eşi bulunmaz bir düzendi; peki kaybedenler ne olacaktı?
Sayfa 18 - Can Yayınları
Reklam
Geri126
267 öğeden 261 ile 267 arasındakiler gösteriliyor.