Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her gün uyanırsın ve başkalarından farklı olduğunu bilirsin. İçinde sürekli uçurumun çağrısını duyarsın ve bu çağrıyı —çağrının korkusu, paniği— yanındaki kişilerle paylaşamazsın. Kimseye “şu yükü taşımama birazcık yardım et” diyemezsin. Uçurum seni ışıl ışıl kılmadığı için de hiç kimse farklı olmandan ötürü seni övgülere boğmaz. Bu dünyanın beğenmediği ve kabul ettiği pırıltı senden binlerce fersah uzaktadır. Hep susacaksın ve ağzını açarsan bu mutlaka yanlış zamanda, yanlış bir söz söylemek üzere olacaktır. Daima paralel bir düşünceye gömülmüş olduğundan, dış dünyanın senden ne beklediğini fark etmeyeceksin. Böylece her gün daha hantal, daha beceriksiz, daha ürkek olacaksın ve çevrenin seni budalanın teki olarak gördüğünden kesinlikle emin olacaksın. Gerçeğin pürüzlü çıplaklığını göreceksin ve kısa sürede kimsenin bu görüşten hoşlanmadığını anlayacaksın. Buna bağlı olarak, sen de hoşlanılmayan kişi haline geleceksin. İşte o zaman kendi içine kıvrılacak, büzülecek ve yok olmayı deneyeceksin.
Sayfa 84 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sahip olmak anlamında hayat. Yürüyüş anlamında hayat. Eninde sonunda seçmek durumunda kaldığımız iki koşul budur. Bir erim belirlemek, varmak ve orada kalmak ya da ilerlemek, aslında hiçbir yerin tam olarak doğru olmadığını hissetmek; üzerimize oturan bir giysi bulmak ve ona bürünmek. Ama zamanla gelişiriz ve giysi hep aynı kalır; bedenimizin değişim koşullarına uyum sağlar; böylece yavaş yavaş ve amansızca bir zırha dönüşür.
Sayfa 73
Reklam
Görünürde çok şey biliyoruz ve bilgi sürekli artıyor ama gerçekte hâlâ hiçbir şey bilmiyoruz.
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kimdir bizi böyle tersine çeviren Her ne yapsak yolumuza çıkan birini andırırız? Görünce son tepeden bir daha vadisini Nasıl döner, duraklar, oyalanırsa – Öyle yaşıyoruz işte vedalaşıyoruz daima.
Sayfa 113
Hayatım boyunca olağanüstü biçimde fiziksel tedirginlik çekmiştim; sürekli kaynayan zihnim yüzünden entelektüelin durağanlığını asla olumlu bir nitelik olarak göremedim.
Sayfa 106
Reklam
O “Asla!” sivri çakıllardan, çelikten, kırık camlardan, dikenli tellerden oluşuyordu. O “Asla!” bir engeldi, bir silahtı, hayatını ebediyen koruma adına yerleştirilmiş bir barikattı.
Sayfa 84
Çling çling çling! Çling çling çling! Çling çling çling!
Sayfa 70
Beden oluşmuştu ama kanatlar henüz kozanın nemiyle ağırlaşmış durumdaydı. O geçici devinimsizliğin tutsağı olarak antenlerimin gücüne sahiptim. Onlar, hayatımın en büyük armağanlarıydı; görülmeyeni görmeme, algılanması mümkün olmayanı duymama onlar yardım ediyordu.
Sayfa 121
Ağlıyordum çünkü zihnim, onu dolduran sorular yüzünden patlamak üzereydi ve başvurabileceğim hiç kimsem yoktu.
Sayfa 13
Reklam
hayat -sanırım öyle düşünürdü- içinde zaten yeterinden fazla güçlük barındırıyordu ve çocukları üzmek için yenilerini icat etmeye gerek yoktu.
Geri164
974 öğeden 961 ile 974 arasındakiler gösteriliyor.