"Artık ne sözde mana kaldı ne de mana da söz...Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor,derin denizleri ise ancak derin sevdalar..Anladım ki derin ve esrarengiz olan her şey susuyor ve anladım ki susan her şey derin ve esrarengiz.." Mevlana
• Yeryüzünü, gizli ve açık olan her şeyi yaratan Tanrıya şükürler olsun. • O, var ve yok olan her şeyin sahibidir. Yeryüzünde her şey çift olduğu halde O, tektir. • O'nun Peygamberine ve Peygamberinin de eshabının her birine ayrı ayrı selâm olsun.
Sayfa 39 - Milli Eğitim BasımeviKitabı okuyor
Reklam
Nazım hikmet Piraye için:
“Alev saçlı, hemen ben yaşlarda bir kadındı. Çok iyi bir kadın. Ve akıllı. Kız kardeşim sebebiyle birkaç yıldır tanıyorduk birbirimizi. Ve işte bir gün, öyle kendiliğinden karar verdik evlenmeye. Onunla iyi, dingin bir yaşam süreceğime emindim. Çok güzel bir kadın değildi ve bu da olumlu birşeydi benim için. Çünkü kıskançlığın çılgınlığını yaşamıştım artık. 1932 yılında evlendik. Gerçekten de her şey düşlediğim gibi oldu.”
Konuşurken, söylemek istediğim her şey birbirine girmişti ve yaptığım açıklama sonsuza dek sürecek gibiydi.
Sayfa 17
"Her şey, kişinin içindeki güçlü arzulara bağlıdır. İrade ve azim, insanı hedeflerine ulaştıran en güçlü silahlardır."
Bir yola kolyulacaksan ya tam açacaksın yüreğini ya da hiç yeltenmeyeceksin. Grisi yoktur aşkın,ya siyahı ya beyazı seçeceksin. (Şems)
Reklam
Hayatta kalıplar var... Ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar.
Sayfa 177 - DomingoKitabı okudu
Sybille Bedford bir yerlerde şöyle yazmıştı: İnsan gençken kendini bir bütüne, insanların temel ilkelerine bağlı hissetmez, insan gençken bir sürü şey dener, çünkü hayat bir genel prova gibi algılanır, perde gerçekten açıldığında değiştirilebilecek bir prova gibi. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir.
Sayfa 217 - Siren Yayınları
Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayan da… Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu:
Reklam
Bu üzerime bir çığ gibi düştü, felce uğradım, bayıldım. Hepsi geri geldi, her şey yerli yerine oturdu, korkunçtu, dayanılacak gibi değildi, öleceğimi sandım ama ölmedim, bir şekilde buna dayandım, zira bastırılmış, korkunç, dayanılamaz olanın tam da onunla baş etmeye hazır olduğumuzda su yüzüne çıkmasını sağlayan bir biçimde kurgulanmışız.
Sayfa 214 - Siren Yayınları
"Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım."
-Sanırım yaşamaya bile üşeniyorsun. -Öyleyim sanırım. -Peki özellikle sevmediğin şey ne? -Her şey bu aralıksız koşuşturma,sıradan tutkular,açgözlülükler, birbirinden üstün olma arzusu, dedikoduculuk, insanı baştan aşağı süzmeler.... Oblomov📖
Sözler düşünceler ve nesneler biçiminde Her şey birikir
Akıl görür ve akıl işitir; başka her şey sağır ve kördür.
Sayfa 42 - Alfa, Çev: Cengiz ÇakmakKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.