128 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Bir vampir kitabı olduğunda zihnimde ilk Alacakaranlık aydınlandı,çok sevdiğim o seri gibi olacağını düşündüm.Tabi tek farkla bu bir klasik kitaptı. Başlarda ''bu hiçte vampir değil'' dedim. Fakat kitap ilerledikçe işler çok değişmeye başladı. Carmilla'nın tuhaf hareketlerine anlam veremiyordum,özellikle de annesine. Tabi her şey kitabın sonunda açığa kavuştu. Carmilla'ya anlam yükleyebildim. Yazar istese kitabı çok daha uzun tutabilirdi,ama yapmamış tadında bırakmış. Farklı şeyler okuyayım ama klasik olsun diyorsanız mutlaka şans vermelisiniz İyi okumalar,kitapla kalın...
Carmilla
CarmillaSheridan Le Fanu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,524 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 18 days
Korkunun arkasına sığınmak
Öncelikle böyle bir kitap yazıp ve bundan ders çıkarmamızı sağladığı için stefan zweig'a teşekkür ederim kitap tek anlamıyla harikaydı baş karakter olan irene her şeye sahip zengin bir kadın. Ama buna rağmen bir piyanistle aşk yaşıyor ve sonra bunu kocasına anlatamadığı için bir korku bir endişe yaşıyor. Bana sorarsanız elimizdekilerle yetinmemiz ve ihanet etmememiz gerekir yada bir hata yaptıysak o hatayı itiraf etmek ve yaptığımız suçun getirdiği sonuçlarına katlanmak gerek korkunun arkasına sığınmak bizi güvende tutmaz aksine o içimizdeki korku, endişe çığ gibi büyür. Kocasının ona verdiği dersi ben çok beğendim. Ve son olarak ben ihaneti affetmezdim irenenin kocasının aksine çünkü ihaneti affetmek yeni ihanetlerin kapısını açmak demektir. Irene pişman bunu kitapda görüyoruz hatta o pişmanlığı hissediyoruz ancak kocasının verdiği dersten ziyade kendisinin yaptığı hatayı anlaması gerekiyordu. Ama o kocası tarafından aydınlandı her neyse erken yada geç, kendisi yada başkaları tarafından yaptığı hatayı fark etmesi bundan üzüntü, pişmanlık duyması güzel bişeydi. Dünyada sahip olduğumuz yada olamadığımız bir çok şey var biz insanoğlu doyumsuzu ve bunu doyurmak için bir çok hata yaparız önemli bunu fark edip pişman olmak.
Korku
KorkuStefan Zweig · Aspendos Yayınları · 2018103.4k okunma
Reklam
372 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
İDEAL BİR DEVLET NASIL OLUR?
KONU: MÖ 340 civarında, Platon tarafından, hocası Sokrates’i konuşturarak, diyalog şeklinde yazılmış bu kitapta; Platon, ideal bir devlet kurmaya çalışır. İyi, mutlu, doğruluktan yana adil bir devlet kurabilmek için gereken her detayı en ince ayrıntısına kadar sorgulayarak düşünür. Pek çok konuya değinir, toplumda yaşayacak olan grupları
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926.8k okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
Jo yeniden aynaya döndü. "Yer değiştirelim mi?" dedi pat diye. Josie'nin yüzü neşeyle aydınlandı. "Aynı şeyi düşünüyordum." "Yarın, yarın gece yapalım. Yani benim gece saatimde." ~ Josie'nin hayatı kötüye gidiyordur. Annesi ve babası boşanmak üzeredir, erkek arkadaşı Nick'le ilişkisi kötüye gidiyordur
3:59
3:59Gretchen McNeil · Pegasus Yayınları · 201761 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
"Ona kimse cevap vermedi. Ölüler konuşmaz."
"Şimdi kapının önündeki kaldırım boştu, sokağın kendisi de boş, anlaşılmaz bir şekilde ve umutsuzca ıssızdı. Antal'in pencereleri aydınlandı. Genç kadın o zaman, bu ışık başkalarının evini gözetlemesini yasaklayan bir işaretmiş gibi, valizini yerden aldı." Ve son kez çıktığı (eski) evine bir ömür boyu dönmeyeceğini biliyordu. Herkes o evden çıkmıştı, ev artık kendisine ancak bir yabancı olabilecek bir başkasınındı. Hiç tanımadığı biri olsa yine de tanışıp arkadaş olma ve hiç olmazsa evine yineleyen ziyaretler yapma şansı olurdu. O, bir başkası olan kişiyi tanıyordu işte, yaşanmışlıkları vardı ve bunlar unutulmaz, düzeltil(e)mezdi. İkisi de tanıyordu birbirlerini, hem de çok iyi. İkisi bir araya gelemezdi artık. Sevdiklerinin değerini bilememiş değildi. Aksine onları o kadar çok severdi ki. Lakin yaşam tarzları uymuyordu birbirlerine ve onlara ayıracak o kadar da vakti ol(a)mıyordu. Onları seviyordu lakin yaşamına kendisini mutlu etmek için karıştıklarında ona daha çok zorluk çıkarıyorlardı. Ve yaptıklarına karşı kuru bir teşekkür edilip yaptıklarını yapmamalarının daha iyi olacağının anlatılması ise onların yaşama küskünlüklerini perçinliyordu. O yüzden de yaşarken birbirlerine pek de iyi gelemeyenler, öldüklerinde de içlerinde bir anda somutlaşan pişmanlıkla yaşamakla zorlanıyorlardı. Bunları ölmeden önce bilebilselerdi, düşünebilselerdi belki de her şey çok daha farklı olurdu.. Bazen (kendimiz dışındakiler için) hiçbir şey yapmamak, her şeyi olduğu gibi kabullenebilmek en iyisidir. En azından bir şeyler yapmamız istenmediğinde, özellikle bizim yapmamız söylenmediğinde..
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,470 okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 34 days
Trahimbrod'a adını veren olayla başlangıç yapıyoruz. Olay sırasında bir nevi doğaüstü dünyaya gelen bebeğin büyümesi ve yetiştirilmesi ile birlikte, köyde bize tuhaf gelebilecek gelenekler ve olaylar okuyoruz. Ancak kurgu, düz bir hikaye olarak devam etmiyor. Zaman atlayışları ile şimdiki zamanda,artık adı bile hatırlanmayan ve Holokost sırasında yapılan kıyımlar neticesinde köyde yaşayan kimsenin kalmaması, köyün yok olmasına sebep oluyor. Alex ve dedesi, Amerika'dan gelen Jonathan'a(yazarımız) elinde sadece fotoğraf ve adı bulunan kadını bulmasına yardımcı olurlar ancak Alex ve Jonathan'ın kurdukları tek bağ bu değildir, Trahimbrod'un tarihsel ve geleneksel olayları arasında Alex'in Jonathan'a yazdığı mektupları okuruz. Birbirinden farklı türü barındıran bir eser. Bir yolculuk hikayesi, bir yere varsa da varmasa da...
Her Şey Aydınlandı
Her Şey AydınlandıJonathan Safran Foer · Siren Yayınları · 2012183 okunma
Reklam
80 syf.
·
Not rated
Bu kitap ağzından çıkan her kelimenin düşüncenin değerinden kaybettirdigini düşünen, odasında kendi kabuğuna çekilip inzivada yaşayınca şarj olup insan içine çıkınca yavaş yavaş şarjı azalmaya başlayan, on dakikada bir duygu durumu değişen, çocukluktaki ruh halimizin büyüklere monte edilmesinin hayalini kuran, en çok sevdiği etkinlik hiçbir şey
Hiçbir Şey Anlamadım
Hiçbir Şey AnlamadımŞinasi Türmüş · Velespit Yayınları · 202267 okunma
312 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 18 days
Uzun zamandan sonra “Keşke bu kitabın yazarı ben olsaydım,” dediğim bir kitap okudum. İlginç bir şey okuyacağımı biliyordum ama böylesini beklemiyordum. Kurgusuna hayran kaldım. Saşa’nın yaşadıkları, Jonathan’ın kitabından parçalar ve Saşa’nın Jonathan’a yazdığı mektuplardan oluşan üç katmanlı kurgusuna bayıldım. O kadar iyi ki, “Böyle iyi yazan bir yazar olmalıyım,” dedirtti ve beni aşırı motive etti.
Her Şey Aydınlandı
Her Şey AydınlandıJonathan Safran Foer · Siren Yayınları · 2012183 okunma
136 syf.
·
Not rated
Aldatıldığını öğrenmesine rağmen, kimisi imkansızlıklardan, kimisi ne yapacağını bilmediği için, kimisi de eşini her şeye rağmen sevdiği için affetmeyi tercih eder. Hangisi daha kolay acaba? Gitmek mi, kalmak mı? Tomris; kırgınlıklarına, anne sevgisi eksikliğine, eş tarafından aldatılmasına rağmen hayata karşı dimdik durabilen cesur bir kadın. Eşinin kendisini en yakın arkadaşı ile aldattığını öğrendiği zaman evi terk edip, ayrı bir eve taşınır. Annesinin ısrarla eve dönmesi için baskı yapmasına, aldatmasını görmezden gelmesini istemesine rağmen boşanmakta ısrarcı olur. Babasına ait bir günlükleri okuduğu zaman, babası ile ilgili bilmediği ne kadar çok şey olduğunu anlar. Annesinin, Tomris'ten sakladığı sır neydi? Tomris eve dönecek mi? Yanlış tanımışmış. Çok düşünmüşmüş. Hataymış. Ne hatası? Üstüne geliyormuş herşey. Artık dayanamıyormuş. Sorun varsa, çözüm de vardır. Kolaya kaçmak da neyin nesi? Mücadele edeceksin. Savaşacaksın. Biten evlilik değil de bir iş ortaklığıydı adeta. Hayatında ilk defa girdiği adliye binası, dışarıdaki Temmuz sıcağının aksine soğuk ve kasvetliydi. Yaradaki iltihap gibi. Pis kokulu iltihap. Çek çek bitmiyor. Kangrene dönüşmeden bir kerede çek. Kaç kurtul! Her adımda biraz daha özgürleşiyordu sanki. Gözleri olmayanların dünyasında yavaş yavaş dengeler bozulmaya başlamıştı. Yıllardır, karanlıkta kalmış, bulundukları mevkileri kaybetmemek uğruna korkuyla, kaygıyla, hırsla kaplanan yürekleri azınlıkta kalmış, gözleri olanların bakışlarıyla aydınlandı. İçinde bulundukları karanlık dünyadan çıkmaya başladılar yavaş yavaş.
Zifirîde Bir Başına
Zifirîde Bir BaşınaNalan Uysal Bağ · Dağhan Külegeç Yayınları · 202228 okunma
133 syf.
·
Not rated
Kâğıt dönüşüm fabrikasında çalışan Guylain Vignolles, doğuştan şansız bir adamdı. Kötü bir kelime oyunu olan adı ve soyadı üzerine yapışmıştı.Yirmi sekiz yıldır ölü bir babayı bekliyordu. İşinden nefret ediyordu.Her akşam kırmızı bir balığa sevimsiz ve sıradan hayatını anlatıyordu. Kitapları çok sevdiği hâlde gününün büyük bir çoğunluğunu onları yok etmekle geçiriyordu.”Şey” dediği büyük makineden kurtarabildiği sayfaları her gün bindiği 6.27 treninde tanımadığı insanlara okuyordu. Ve bir gün bir şey oldu ve bu karamsar adamın dünyası birdenbire aydınlandı. “…bir süreden beri bu gezegende renkler daha canlı, olayları daha az ciddi, kışları daha az sert, dayanılmazı daha dayanılır, güzeli daha güzel, çirkini daha az çirkin gösterme gücünü sahip bir insanın olduğunu keşfettim.”s.131
6.27 Treni
6.27 TreniJean Paul Didierlaurent · Can Yayınları · 20171,006 okunma
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.