Kocaman gözleriyle bakıyordu bana. Sanki dünyadaki tüm gözler onundu ve hepsiyle beni izliyordu. Kaç tane gözü vardı allah aşkına ? Ne yapmam gerekiyordu? Ya her zaman yaptığım gibi başımı öne eğecektim, ya da.... Baktım ona, gözlerine. O nasıl baktıysa ben de öyle baktım- dik dik esasen. "Etrafında tavşanlarla dolaşan birisi olarak bayağı
Savaş sonrası, 1919
İnsanlar Viyana'nın karanlık, dar sokaklarında -kömür kısıtlı olduğu için sokak lambaları her zaman yanmıyordu- yürüyor, bir deste değersiz banknotla gişeden bilet alıyor ve salondan içeri adım attıklarında ürperiyorlardı. Birkaç lambanın aydınlattığı buz gibi soğuk salon, kirli gri duvarlarıyla hüzünlendiriciydi. Ne bir
Her şey aydınlandı artık... Ey gün ışığı, bu seni son görüşüm olsun! Doğurmamalıydı beni doğuran, birleşmemeliydim birleştiğimle, öldürmemeliydim öldürdüğümü...