Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her çocukluk arkadaşı gibi onlar da yaradılış ve zevk ayrılıklarına karşın birbirlerini severlerdi. Öte yandan, hayatta ayrı yol tutmuş insanlarda çoğunlukla görüldüğü gibi, birbirlerinin yaşayışını, yaptığı işi küçümsemekle birlikte iyi, doğru olduğunu da kabul ederlerdi. İkisi de asıl güzel, olumlu olanın kendi yaşayışları olduğu, arkadaşınınkinin ise yalancı bir hayattan başka bir şey olmadığı inancındaydı.
İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Şimdi her şey bir kalbin derdine pervanedir Özüne gurbet olan bilemez can vereni Görebilseydi güneş, sarı bir yaprak gibi Düşüp avuçlarına sorardı: Ölüm nedir
Reklam
“Herkes ve her şey bıraktığım yerde, bıraktığım halde beni beklemeliymiş gibi.”
“Perşembe akşamı,” demiş, “babamın çocuklarla geleceği Noel akşamı herkes armağanını alacak, siz de o akşam gelin ama daha önce değil.” — Werther afallamış. - “Sizden rica ediyorum,” diye söze devam etmiş Lotte, “olması gereken bu, huzurum için rica ediyorum, olamaz, bu böyle sürüp gidemez.” — Werther ondan bakışlarını uzaklaştırarak “Böyle sürüp gidemez!” diye murıldanmış. — Bu sözcüklerin ona ağır geldiğini hisseden Lotte, birçok soruyla onu düşüncelerinden uzaklaştırmak istemiş, ama nafile. — “Hayır Lotte,” demiş Werther, “sizi bir daha görmeyeceğim!” — “Nedenmiş?” diye karşılık vermiş Lotte, “Werther bizi yine görebilirsiniz, görmelisiniz de, yalnız ölçülü olmak şartıyla. Ah bir kez dokunduğunuz - her şeye niçin önüne geçilmez bir sadakatle bağlanıyorsunuz, ruhunuz niçin bu kadar şiddet dolu? Sizden rica ediyorum,” diye sürdürmüş konuşmasını, Werther'in elini tutarak, “ölçülü olun! Zekânız, bilginiz, yetenekleriniz size çok şey vaat ediyor! Erkek gibi davranın, sizin için üzülmekten başka bir şey yapmayan bir insana duyduğunuz üzücü bağlılığa bir son verin.” — Werther dişlerini gıcırdatırken mahzun mahzun ona bakmış. Lotte onun elini tutmuş. “Bir an sakin sakin düşünün Werther!” demiş Lotte. “Kendi kendinizi kandırdığınızı, bilerek kendinizi mahvettiğinizi anlamıyor musunuz? Niçin ben, Werther? İlle de ben, niçin bir başkasına ait olan ben? İlle de ben? Korkarım, korkarım, bu arzuyu sizin için bu kadar cazip kılan şey, bana sahip olmanızın olanaksızlığıdır. ”
Sayfa 103 - Lotte'nin, Werther'in kendisinden uzaklaşmasını istemesi üzerine...Kitabı okudu
456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Merhaba. Trevanian'ın okuduğum üçüncü kitap oldu. Yazarın tarzını ve zekice kurguladığı olay örgüsüne hayran kaldım yine. Daha öncesinde birkaç yorum okumuştum ve karışık zor bir okuma olduğu yazılmış. O yüzden biraz çekinerek başladım ama hiç de öyle olmadığını gördüm. Hem akıcı hem de keyifli bir okuma oldu. Nicholai Hell, Yarı Rus, yarı
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228bin okunma
Aslında mevzu ne biliyor musunuz? "Manayı öldüremiyorlar" muhtevalı, bir önceki paylaşımımın devamı olarak akıbetin işaret ettiği mealleri toplarsak ve varılan neticenin loşluğunu bir hüzme ile cilalarsak şöyle bir denkleme varışımıza kim mâni olabilir? Bir şeyi parçalamak ve yıkıma uğratmak, o vakıanın yok oluşu değildir. Organizmada zengin enerjili molekküller parçalanır, küçük moleküller meydana çıkar ve her birinde var olan enerji vücut tarafından hücresel yaşam faaliyetlerinde kullanılır. Yani parçalanmak, bazen atıl duran enerjiyi aktif etmek anlamına geliyor. Tıpkı Filistin'e yaptıkları gibi... Yıkıp, talan edip parçalara ayırdılar, o parçalarda bir asra yakındır mahfuz bekleyen enerjiyi açığa çıkardılar, parçalar dünyanın her bir köşesine yayıldı ve yerkürenin solunum sisteminde kullanıma sunuldu. Şimdi dünyanın her yerinde açığa çıkan bu enerjiyi durdurabilecek bir yöntem arıyorlar. Her yerde Filistinin davası, her yerde İslâm'ın nûru parıldarken; daha fazla parçalamakla, yıkıma uğratmakla yok edemeyeceklerini, aksine daha fazla yayılan, büyüyen ve dünya insanını kuşatan hakikatin önüne set çekmeyeceklerini hâlâ akıl edemediler. E tabii... Rabbim onların akıl etmeyen bir topluluk olduğunu Yüce Kelâmında bildirmişti zaten... "İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler." (Bakara/171) #FreePalestine #FilistiniUnutma #GazaGenocide #IsraelTerrorist #BoykotaDevam #HandsOffRafah
Reklam
Konuşulması gereken konuşulmayanlara bir ileti
Bu sıralar sosyal medyada gündemde karşıma çıkıp duran "erkeğin parasını yemek, erkeği parası için sevmek" konusu var. Parasını yemek diyip farklılaştırılan şey ayrı bir şeydir, parası için sevmek ise apayrı bir şeydir. Ekonomik olarak para kazanmıyor olan ev hanımlarının çalışmadığını düşünmek büyük ahmaklıktır. İlk başta annenizi düşünün, çalışmıyor olabilir mi? Aslında her sorunda olduğu gibi burada da cevabı izmlerde aramak yerine İslamda ararsak çözüme kavuşturabiliriz. Feminizm adı altında dayatılan kendi ayakları üzerinde duran illaki de illa ki çalışan kadın safsatasıyla özellikle toplumun yapı taşı olan yuvayı ve ayakları altında cennet olan anneliği basitleştirme aldı başını gidiyor. Nasıl ki bir kadın eğitiminde, kariyerinde ilerlemeyi tercih edip güzel başarılar elde ettiğinde alkışlanmalıysa, evlenip çocuk sahibi olduğunda da alkışlanabilir. İnsanlar sürekli birbirini "en büyük başarın evlenmek mi gahsjjakjs" diyip küçümsüyorlar. Biz niye evinde eşiyle huzurlu olan insanları görünce dahi eleştiri adı altında hakaret ediyoruz. Çalışırken mutlu olan kadını seviyoruz da evinde mutlu olan kadını mı sevmiyoruz? Ben şahsi olarak en doğrusunun kariyer yapana da evlilik yapana da saygı duymak olduğunu düşünüyorum. İkisini birlikte yapanlara daha da büyük saygı duyulmalı çünkü ikisi de başlı başına büyük işler. Bir de üniversite okumayanın eziklenmesi mevzusu var ama oraya hiç girmeyeceğim şuan..
416 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Ben zhu'ya çok sinir oldum gerçek ismini de öğrenemedik gerçi ama. Ya ben azametli hayat için adam öldürmeni anlamadım zhu. Her şey yapılmaz bi yolda, bi yerden sonra beni sıktı son 40 sayfayı 4 günde okudum. Kitaba ayılıp bayılmadım. Ouyang'a gereksiz bi sempatim var bi de sanki cok iyi bi karaktermis gibi. Ma ve Zhunun iliskisini sevmedim homofobik de değilim sadece sevmedim gereksiz buldum
Güneş Olan Kız
Güneş Olan KızShelley Parker-Chan · İthaki Yayınları · 202392 okunma
Her kim zikretmezse onun işi felakettir. Odun gibi, taş gibi bir şey olur.
304 syf.
10/10 puan verdi
Çookk tatlı :’)
Uzun zamandır hatta muhtemelen hiç bu kadar hoşuma giden bu türde bir kitap okuduğumu sanmıyorum. Her şey o kadar tatlı ve samimi ilerliyor ki. Karakterlerin arasındaki ilişki, diyaloglar samimiyetleri,… Her şey olabilecek en ideal ölçüde ayarlanıp bir araya getirilmişti. Kitapta bir sürü film müziği olması ve bunların kitapla o kadar iç içe
Filmlerden Daha Güzel
Filmlerden Daha GüzelLynn Painter · Artemis Yayınları · 20221,020 okunma
Reklam
Akış/sorunlar
Akışta yaşıyorum artık;düşünerek çözmeye odaklanıp çözene kadar devam etmemeyi planlamıyorum.... Sorunlarda akışta; zamanla düğümleri açılır,bir anda değil. Biz okumaya devam edelim,bilinçdışımız zaten onu düşünmeyi sürdürecektir her şey gibi. Ve sorunlarda hep olacaktır. Zamanı oturup geçmesini bekleyerek değil ya da sadece soruna odaklanarak da çözülmesini beklemiyorum.
insan kalmaz, acısı kalır
Bugün sokakta yürürken ben yaşlarda bir kız "Baba!" diye seslendi. O an kalbimin sızısını hissettim. Bi anda bi yıldır hiç "Baba" diye seslenemediğimi hatırladım. Acaba o kız o küçücük sıradan olan anda, 1 kelimede ne kadar şanslı olduğunun farkında mıydı? Ve bugün yine anladım ki bir kızı sadece babası yaralayabilir ve bir tek
"Aşk be Ali, aşktan söz ediyoruz ya. Aklın bittiği, duyguların başladığı yerden. Aşk çok güçlü bir duygu evladım. Bizi bizden alıyor. Ne yazık ki her zaman da olumlu sonuçlar doğurmuyor. Hanımlar bana kızacak ama aslına bakarsan çoğunlukla acıyla bitiyor. Aşk, gerçekten de çok yıkıcı bir duygu..." Kesin bir ifadeyle başını salladı Evgenia. 'Katılmıyorum Nevzat, cinayetin nedeni aşk değil, insan. Evet belli ki Mazlum, Leyla'yı sevmiş ama yeterince sevme- miş. Yeterince seven insan, âşık olduğu kişiyi öldürmez. Aşık fedakâr olmak zorundadır. Her âşık da öyle söyler zaten. Senin için ölürüm der, dünyayı kırmızı bir halı gibi ayaklarına sererim der, senin için yapamayacağım şey yoktur der. Der de der işte. Ama âşık olduğumuz insanı öldürdüğümüzde onun için değil, kendi öfkemizi yatıştırmak için elimizi kana bularız. Kendi duygularımızı tatmin etmek için. Bunun adı bencilliktir. Korkunç bir bencillik. Vahşetin daniskası. Hayır, Nevzatcım, aşk öldürmez, eğitimsiz, bencil, ruhsal olarak gelişmemiş insan öldürür. Sorun aşkta değil, sorun nasıl seveceğini bilmeyen insanda. Bu vahşeti daha çok erkekler gerçekleştirdiği için, sorun nasıl seveceğini bilmeyen erkeklerde."
Sayfa 207Kitabı okudu
İnsanlara gereken "Mutlu ve umut dolu geceler"
"İyi geceler" i ortalama ve altı olanlara bıraktım. Öncesinde ailemmiş gibi bağ kurduklarıma"Cici geceler ve kendine cici bak." diyordum. Şimdi ise "Mutlu ve hayırlı gecelerin olsun." veya "Mutlu ve umutlu gecelerin olsun." diyorum. Bir ara nenemi geçirirken sesli fısıltıyla "Mutlu ve hayırlı gecelerin
Şunu söylemeliyim ki ben bu kadar değildim; henüz bitmedim ama, eksildim. Yakında yalnızca suyum kala­ cak, ve bu yüzden bana kızılacak. - Allah, Allah, yahni bitmiş - kim yedi bunu? İşte o an, başa dönebilsem; yahniden önceki tarihime - birden bir keçi, bir sığır, bir domuz olarak, ayaklarım tabaktaki suyuma ve ekmek artıklarına batarken, yük­
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.