"Onunla ilgili detayları hepsinden daha iyi biliyordum. Annemden, babamdan ağabeyimden... Hepsinden tek tek dinledim yıllar boyunca. Soruşturmadan gelen bilgilere göre Neva'yı öldüren şey bir trafik kazasıydı fakat çarpan kişi suçtan kurtulmak için bedenini yakınlardaki bir göle taşımıştı. Ve bunu hiç iz bırakmadan yapmıştı. Katil hiçbir zaman bulunamadı ama annem ve babam bu hırsı içimize öyle bir işlediler ki günün sonunda ağabeyim önce bir polis oldu, sonra İstanbul İl Emniyet Müdürü benim ise en büyük hayalim hayatımı mahveden o katili bulduğumuz gün onun karşısına ablamın, Neva Yener'in avukatı olarak çıkmaktı. Bizim hayatlarımız bu olayla şekillendi Derin, her şey bir ölümün üzerine inşa ettik. Ama bu inşaatın temeli ne kadar sağlam bilmiyorum."
"Annem, babam ve ağabeyimin stres tahtası oldum dedin ya... Çok üzdüler mi seni?" diye sordum tereddütle,
"Canını yaktılar mı?"
Aziz Ata gözlerimin içine baktı ve cevap vermesine gerek bile kalmadı. Gözlerinde gördüm her şeyi, canının ne kadar yandığını, onu geçmişte ne denli hırpaladıklarını.
"Tamam," dedim,
"Buna cevap verme. Bunları anlatmak zaten çok fazla olmalı... Bir de bunun için hırpalama kendini."