Güzel roman örneği
I.
Yazar, kendi yazdıklarına dışardan bakma güçlüğü yaşar. Yani kendine ve yazdıklarına bir yabancı gibi bakamaz. Bu yüzden çoğu ilk roman, yazarı için unutamayacağı bir anı olduğu kadar, ömür boyu peşini bırakmayacak bir pişmanlık sebebi de olabilir. Yine de ilk romanlar, sırf ilk oldukları için kusurları, eksiklikleri, hatası ve sevabıyla okurla
Nasıl benzersiz bir anlatım, nasıl dahiyane bir kurgu, nasıl okuru kendisine bağlayan bir yazım .. gerçekten muazzam.
Kitabın henüz başı yazar demiş ki: " Ben ilk üç kitabın özetini geçeyim ama bu özette ilk üç kitaptan neredeyse kimse olmasın. Hatta ilk üç kitapta hiç olmayan bir karakter başrol olsun"
Yol göster savaş lideri...Yaklaşık iki yüz sayfa Karsa Orlong ile beraber gezindik. Ne olduğu ve ne olabileceği ile ilgili teoriler üretirken aynı zamanda ilk üç kitaptaki bazı mekanların hatıraları zihnimize hücum etti. Daha sonrasında tekrar ve tekrar karşımıza dikildi bu amansız Toblakai ve her dikiliş aslında bir gelişim ve ilerleyiş oldu Karsa Orlong için. 29 Kitaplık Malazan evreninde umarım sık sık seninle karşılaşırız.
Özellikle üçüncü kitapta Coltaine ve yanındaki varlıklar Hood'un kapısına çekilirken Zincirler Hanesi'nde ölülerin bile yeri gelince ne kadar ölümcül olabildiğini tekrar hatırladık.
Malazan'ı Malazan yapan eşsiz özelliklerden biri de bu her zaman hemen her yerde her şey olabilir hissi. O kadar farklı niteliklere sahip o kadar çok karakter var ki bir paragraf sonra ne olacağını tahmin etmeniz keyifli ama anlamsız çoğu zaman.
Benim için en üst seviye fantastik serilerden olacağını daha ilk kitapta anlamıştım ama Zincirler Hanesi'nden sonra geri dönüş yok. Kollarımdan ve ayaklarımdan zincirlenip peşi sıra çölde sürüklenmek ise nasibim seve seve kabulümdür. Belki kaderde Köprüyakanlarla karşılaşmak bile vardır.
Okuduğunuz için teşekkürler.
—— Spoiler içerebilir ——
Yazarın üçüncü romanı olan bu kitap, Dominika'da geçiyor. ''Annie John'' (1985) ve ''Lucy''de (1990) biraz farklı şekillerde ortaya çıkan anne burada kendi hikayesini anlatıyor. Önceki romanlarında Kincaid, huşu içindeki kızının bakış açısından gözlemlenen vahşi, tanrısal anneler yaratmıştı. Şimdi
Yazarın kitaplarını çok merak ederek ve heyecanlı bir şekilde almıştım fakat bitirince hiç de umduğum gibi değildi. Sanırım bu eserden ve yazardan fazla uçuk şeyler beklemişim. Kitap artık klişe olmuş bir aile ve onlara tamamen zıt küçük çocuk çatışması üzerine başlıyor. İlk bölümden de aslında bunlar anlaşılabiliyor. Anne ve babanın -doğal olarak
Tutsaklar Ve Arayış
Varoluşun bir anlamının olması, sorumluluk bilinci ile doğrudan ile bağlantılıdır. Anlam sorularından boğulmaktan ziyade, anlam arayışının temeline konumlanmak ve bu paradoksun kilit noktası olarak hissetmek bu konuyu daha iyi ele almanın mihenk taşıdır. Nietzsche'den alıntı yaptı yazar ve dedi:
" Yaşamak için bir nedeni olan her türlü
320 syf.
9/10 puan verdi
………………………………………………………………………
Doğan Cüceloğlu, biliyoruz ki birçok bilimsel makalesi bulunan bir psikolog ve aynı zamanda çeşitli topluluklara bilimsel psikoloji seminerleri yapmış bir iletişim psikolojisi uzmanıdır. İnsanın kişisel olarak gelişimine katkı sağlayabileceği ve farkındalık kazanabileceği kitaplarıyla, Türk insanının düşünce,
