Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Lâleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca
En güzel deniz, henüz gidilmemiş olanıdır
En güzel çocuk henüz büyümedi
En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür
“Boşuna değil
Her dakika seni hatırlayışım
Boşuna değil her akşam
İçime bir garipliğin çökmesi
Bu şehrin bütün sokaklarında
Yana yıkıla seni aramam boşuna değil
Boşuna değil pazarları sevmeyişim
Margarete: İnanmıyorsun o halde?
Faust: Güzel yüzlüm, beni iyi dinle!
Kim bir ad verebilir ona?
Ve kim itiraf eder:
"Ben inanıyorum ona!" Diye?
Kim hisseder,
Ve cesaret eder
Demeye: "Ben inanmıyorum ona!"
Her şeyi kapsayan,
Her şeyi koruyan,
Kapsamıyor ve korumuyor mu
Seni, beni, kendini?
Gökyüzü kubbe gibi eğrilmiyor mu yukarıda?
Yeryüzü sabit durmuyor mu aşağıda?
Ve dostça bakarak ebedi yıldızlar
Yükselmiyor mu yukarıya?
Gelmiyor muyuz göz göze seninle,
Ve sıkıştırmıyor mu her şey
Ulaşmak için senin kafana ve yüreğine
AY İNSANLARININ HİKÂYESİ
Yaşlı kemikler, ışığı kaçmış gözler. Her şey sarı, görünüyor. Kendı- mi görüyorum. Orada uzakta, zamanın sarı yıllarında kendimi görüyorum.
Gezgin bir adamın karısıydım ben, ömrümüz dünyayı dolaşarak geç- ti. O ve ben yollarda gezerdik, sırtımızda küçük bir bohça iş kovalardık. Ayaklarımızı yorar, kemiklerimizi