"Hiç kimse benim güzel Diana'm gibi olamaz. Tanıştığımız ilk gün bahçenizde 'sonsuz dostluk yemini' edişimizi hatırlıyor musun? Sanırım yeminimizi hiç bozmadık. Aramızda küçük bir tartışma bile yaşanmadı. Bana beni sevdiğini söylediğin gün heyecandan nasıl titrediğimi asla unutamam. Çocukluğum sevgiye aç ve çok yalnız geçmişti. Ne kadar yalnız ve sevgisiz kaldığımı daha yeni yeni fark ediyorum. Hiç kimse beni umursamaz, benimle ilgilenmeye zahmet bile etmezdi. Eğer olmayan dostlarımı ve açlığını hissettiğim sevgiyi hayal ettiğim o garip hayal dünyam olmasa çok acı çekerdim. Fakat Green Gables'a gelince her şey değişti. Sonra seninle tanıştım. Dostluğunun benim için ne anlam ifade ettiğini bilemezsin. Şu an sana şimdiye dek bana gösterdiğin gerçek ve sımsıcak sevginden dolayı çok teşekkür etmek istiyorum."
Sayfa 334 - Ephesus YayınlarıKitabı okuyor
Nazım Hikmet'in de dediği gibi: "En güzel deniz, henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk, henüz büyümedi. En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz, Henüz söylememiş olduğum sözdür."
Reklam
Durup durup seninle karşılaşıyorum her yerde, Karşıma çıkıyorsun her köşebaşında sen... Kimi gün parklarda, kimi gün sokaklarda ,caddelerde Gözgöze geliyoruz, saatlerce bir şey söylemeden... Hiç değişmemiş diyorum içimden, ne güzel! İşte yine o! Yine mahzun, yine dalgın, yine ürkek! Hadi gel diyor dudakları, -Özledim, hadi gel, Biliyorum oysa; uzatsam ellerimi, gidecek...
“Evet, Ester çare arıyor. Seninle birlikte olmak için çare arıyor. Elbette kendi mutluluğu için yapıyor bunu, çünkü seni seviyor, seninle yaşamak istiyor. Biliyor ki sen siyasete bulaştıkça uzaklaşacaksınız birbirinizden. Paris’e de bunun için gitmek istiyor. Belki de bütün bu olanları çok önceden sezinlediği için... Evet, çocukça bir fikre sahip, sanatın sizi kurtaracağını zannediyor. Sen romancı olacaksın, o şair... Ve sanatın ve aşkın şehri Paris, kendi öz çocuklarıymış gibi bağrına basacak sizi. Ne Yahudilik ne Müslümanlık, adına kültür denilen bambaşka bir din. İşte o zaman ortadan kalkacak sizi ayıran her şey...
Selamün aleyküm. Bugün Arifler Meclisi'ne erken vardım. Onları beklerken sorularımı hazırlamaya durdum. En önemli soru “Neden kendimizi gözetlemeliyiz?” idi. “Hak ve batıl belli değil miydi?” Fısıldadım bu soruyu. Ariflerden biri cevapladı: “Bildiğin üzere nefis çeşit çeşittir ve bu hayatın kalabalığı ve uğraşları arasında bazen işleri
Gazi Mustafa Kemal Paşa ile (gençliğimde ve çocukluğumda hep öyle derdik ona) dans etmem ise, şöyle oldu: Yarıyıl tatili dolayısıyla Ankara'daydım. Ankara Palas'ta, Mustafa Kemal'in manevi kızlarından birinin bir genç hariciyeciyle düğünü vardı. Annemle üvey babam da oraya gidiyorlardı. Sadece resimlerinden bildiğim Gazi'yi
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.