İlk öncə bunu yazmaqla başlayım, kitab adından da bəlli olduğu kimi Şölen və Dostluk adında iki əsərdən ibarətdir. Kitabın orjinal adı Symposiondur. Symposion zamanı hər kəs yeməyini yeyir, müəyyən (bəlli olunan) ölçüdə şərab içir və ortaya atılan hər hansı bir mövzu haqqında müzakirə edirlər.
Müzakirə zamanı isə hər kəsə söz verən, oranı idarə
“Peki!” der gider,”Peki!” der susar, “Peki!” der seversin ya da bazen vazgeçersin…
Kitabın yorumuna geçmeden kitap ile tanışma anımı anlatmak istiyorum.
Alıntı defteri tutmayı seven bir insanım. Bir gün bir arkadaş ile yollarımız farklı bir yerlerde kesişti. Tanıştık, konuşmalar gün geçtikçe ilerledi. Tesadüfen yazdığım defteri gördü. Ardından kitap konuları, kitap tarzlarımız vs açıldı. Meğerse o da benim gibi okuduğu kitaplardan alıntılar alıp yazmayı seven biriymiş. Karşılıklı defterlerimizi verip okumaya başladık. Defter de çoğunlukla yukarıda bahsi geçen Cihad Bey'in sözleri mevcuttu. Kitabı merak ettim şansıma kitap çantasında mevcutmuş. İncelemeye başladım baya hoşuma gitti 1 haftaya kalmaz bende kitabı aldım. Normalde böyle aşk şiirleri okumayı severim lakin kitaplarını pek okumak tercihim değildir. Lakin bu kitap biraz hatta biraz demeyeyim fazlasıyla fikrimi değiştirdi. Cihad Bey’in kitap da yaptığı ithaflar sevdiği kadına söylediği sözler o kadar ince ve naif ki…
Normalde kitaplara yazı yazılması tercihim değildir ama kitap da öyle yerler var ki kendimi tutamadım bazen içimden geçen lakin kaleme dökemediğim şeyler orada yerini bulmuştu. Cihad Bey’in pişmanlığı, saf sevgisi… Kitap boyu neden ayrıldıklarını tabii ki öğrenemedim sadece özür mahiyetli ince düşünülmüş gayet güzel yazılmış bir kitap ve daha fazlası…
Bu kadardı, kitap ile kalın sevgili dostlarım :)
Ölümünden sonra, yapay bir ‘Can Yücel Efsanesi’ yaratılır.
İnternet üzerinde Can Yücel’e mal edilerek gezdirilen sahte şiirler vardır. Ona ait olmayan bu şiirler, hızla yayılır ve internet sitelerine yerleşir. Şiirin kime ait olduğunu bir arama motoru ile aradığınızda karşınıza hep Can Yücel çıkar. Aslında Can Yücel şiirini bilenler bu şiirleri
TRT için verdiği röportajda Halid Ziya'nın Kırık Hayatlar diye tanımladığı insanları kendi Tutunamayanlar'ına yakın bulduğunu söylüyordu Oğuzcum Atay... Bu sözün üzerine okumaya karar verdim kitabı. Açıkçası hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Oğuzcum Atay'ın bu benzetmesine dayanarak Selim ya da Hikmet gibi karakterlerle
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hâtıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayâl içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yâr
Senin de başında o çılgın rüzgâr
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asâ
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma