Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. Başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. ... Baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek.” . . “Hayata sığmak kolay değil, elin kolun sığsa tuttukların sığmıyor, ayakların girse hayallerin girmiyor, belin dönse gözün arkada bıraktıklarında kalıyor, hep bir darlık, darlık, sıkışma, sonra da bakılıyor ki, insan gire gire daha giriş kapısında durmuş, orayı da tıkamış, ötesi bomboş, yiğitsen ilerle. Bilinen beylik şeyler, evlenmek, işe girip çalışmak, yorulmak, hastalanmak, yaşlanmak, umduğunu bulamamak ve gitmek istemek…”
macide'nin mektubu
Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini ,hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilirsin… Senin de benden başka kimsen olmadığını biliyorum. Buna rağmen seni bırakıp gideceğim… Emine teyzelerin evinden çıkıp senin arkana takılarak geldiğim günden beri bunu böyle olacağı hakkında içimde garip bir korku vardı… Bunu
yapı kredi yayınları
Reklam
Aşkın hayatındaki işlevini asla keşfedemeyeceği sonucuna varmıştı. Bu bir rahatsızlık olmalıydı, çünkü tanıdığı herkes er ya da geç aynı şeyin öneminden bahsediyorlardı: evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, yemek yapmak, televizyon seyrederken eşlik edecek birine sahip olmak, tiyatroya gitmek, dünyayı gezmek, eve dönerken küçük hediyeler getirmek, kocası ya da karısının küçük kaçamaklarına göz yummak, hayatın tek anlamının çocuklar olması, akşam yemeğinde ne yeneceği, geleceğe dair planlar, okulda, işte, hayatta başarılı olmak.. İnsanlar hayatta bir işe yaradıkları hissini böylece birkaç sene daha uzatsalar da er ya da geç herkes kendi yoluna gidiyordu. Ev bomboş kalıyor, tek önemli şey beraber yenilen pazar öğle yemekleri oluyordu. Aile bir araya geliyor, daima her şeyin yolundaymış, kimsenin arasında kıskançlık ya da çekişme yokmuş gibi davranıyor, öte yandansa birbirlerine görünmez bıçaklar fırlatıyorlardı: Benim kazancım seninkinden fazla, benim karım mimarlık mezunu, yeni aldığımız evi görünce gözlerine inanamayacaksınız..
Her seyin gozle gorulur olmasi katlanilmaz bir sey. Gorulebilecek bütün her seyin,  gorduklerimizden ibaret olmasi . Bunu hazmedemiyoruz ... Sahnedeki dram amatörce ve derme catma oldugu icin , gözlerden uzakta temsil edilen daha saf, daha güzel bir oyun seyredebilir miyiz , diye sahne gerisine göz atmaktan kendimizi alamıyoruz . Ama sahne gerisi bomboş, görmüyor musun ?
26. Bölüm
“Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini, hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilirsin... Senin de benden başka kimsen olmadığını biliyorum. Buna rağmen seni bırakıp gideceğim... Emine teyzelerin evinden çıkıp senin arkana takılarak geldiğim günden beri bunun böyle olacağı hakkında içimde garip bir korku vardı...
Sayfa 227 - 228 - 229 - 230 - 231Kitabı okudu
Aynanın öbür tarafından...
“Kimmiş o adam?” “Robin Hood.” Rearden ona bomboş bakışlarla baktı. Anlamamıştı. “Zenginleri soyup yoksullara dağıtan bir adamdı. Ben de yoksulları soyup zenginlere dağıtan biriyim. Daha doğrusu, hırsız yoksulları soyup gerisin geri üretici zenginlere veren biriyim.” “Ne demek oluyor bütün bunlar?” “Gazetelerde hakkımda yazılı çıkması
Sayfa 905 - Plato Film Yayınları 2006 Çeviri: Belkıs Çorakçı Dişbudak (PDF)Kitabı okudu
48 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.