" göklerde olanlar da, yerde olanlar da onundur. o, yücelerin yücesidir."
çoğu kere insanoğlu aldanır da eline geçen bazı şeylerden dolayı bir şeylere sahip olduğunu sanır. emrine verilen, faydalanmasına izin verilen ve kullanılması için emrine amade kılınan şeylerin gerçek sahibinin kendisi olduğunu sanır. ama bu gerçek anlamda bir mülkiyet değildir.
yoktan var eden, vardan yok eden, dirilten ve öldüren, dilediği insana dilediğini veren, dilediğinden dilediğini alan, ellerinde bulunan her şeyi yok eden, yok ettiği şeyleri yeniden veren Allah.
eşyanın tabiatına hükmeden ve onu seçtiği prensiplere muvafık olarak idaresi altında bulunduran hakiki mülk sahibi Allah'tır.
bu durumda göklerde ve yerde bulunan her şeyin mülkü Allah'a aittir hiç kimse ona iştirak etmez O yücelerin yücesidir.
yalnız mülk sahibi değil, her şeyden yüce, eşsiz yücelik sahibidir. onun yüceliği karşısında her yücelik alçaklıktır. onun azameti karşısında her azamet düşüklüktür.
bu gerçek, samimi şekliyle vicdanlarda yer ettiği zaman insanlar kendileri için istedikleri iyi rızık ve kazançlarda nereye yöneleceklerini bilirler.
göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ındır..
lütufsahibi gerçek malik odur.
sonra o "yücelerin yücesi" olduğundan elini ona uzatan kişiye düşmez, küçülmez.
şayet insanlara uzanacak olsaydı aynı eller, onlar yücelerin yüceliğine sahip bulunmadıkları için düşüklükten başka bir şey olmazdı.