ÜÇ SORU Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı... Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
Reklam
Zaman böyle bir şeydir; ileri geri döner durur. Yakınlıklar uzaklıklarla yer değiştirir. Sonra o uzaklıklar başka bir yerde, başka bir şekilde tekrar yakınlık haline gelir. Galiba olgunlaşmak diye buna diyorlar; her şeyi kabul etmeye başlıyorsun... İnsan beyni mükemmel bir çiftçi; durmadan ekip biçiyor... Sonunda olup biten her şeyi anlıyorsun. Anlamak çok tehlikeli bir şey.”
"Kendini götürdüğün müddetçe gitmen mümkün değil " demiş ya Sokrates , neye kaynaklanarak böyle bir kelam etmiş bilemem ama bugün umutsuzluk her yerde, mesela benim tüm hücrelerimde...Yine de bizi üzen her ne varsa silmesi kolay olan bir yerlere not edebilmeli...Yağmurlarını bahara inat koruyan gökyüzü altında , henüz yudumladığım kahvenin tadıyla , tanıdığım tanımadığım tüm 1k dostlarına iyi akşamlar...
Boyun eğmek zorunda kaldığım her şeyi unutup, Böyle çok sessiz ve huzurlu bir yerde dinlenmek istiyorum.
İşlerin şimdilik böyle işliyor olması, gerçeğin böyle olduğu anlamına gelmez. Buradaki temel konu, bilgisizlik ve bilememektir. Bu bilgisizlik, bizi korku ve endişeye sürükler. Adeta bir panik havası içinde, herkes her an ve her yerde kişisel çıkarlarını düşünmeye, ihtiyaçlarını ön plana almaya çalışır. Böyle bir anlayışa göre (tıpkı hayvanlar aleminde olduğu gibi) herkes (hatta insanın kendisi bile) birbirinin rakibi ve düşmanıdır. Tek hedef her seferinde, kendi payına göz dikebilecek olan bir rakibi yenmek altetmek ve kendini kabul ettirmektir. Bu nedenle hep gizlenmek, olduğundan farklı davranmak, aldatıcı olmak, yalan söylemek, gizli planlar yapmak zorunda hissederler insanlar kendilerini. Çünkü samimi içten, açık dürüst olmak, vermek, sevmek, birinin iyiliğini istemek gibi eğilimler, insanı zayıflatır, rakibe karşı açık verdirir. Ve yenilgiye hazırlar. Aslında içimizdeki evrensel öz, bizde bu gibi özelliklerin oluşmasını sağlıyor. Yani herkesin içinde böylesine dışa açılma arzusu ve deneyimi var. Ama korktuğu, kimselere güvenemediği e kendisini yalnız hissettiği için bu yöntemi hep baskı altında tutmaktadır.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.