Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
neşeyle endişeler, ayak bastığım her yerdeler open.spotify.com/track/1R6rAl2uz...
Köylüleri öldürmeli mi veyahut onlardan mı olmalı ?
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?”diye bir şiiri var bilen bilir. Üzerinde çokça düşündürten, okudukça değil tecrübe ettikçe anlam kazanan bir şiirdir. Yıllar önce üniversitede arkadaşlarla bir masa etrafında toplandığımızda biri ortaya atmıştı bu şiiri. Bende de oldukça fazla ilgi uyandırmıştı. Ama ilk başta anlamadım şairi de şiiri de, anlayamamışım yani… şimdi şimdi kavrıyorum bunu da. Şaire oldukça serzenişte bulunduğumu hatırlıyorum hatta; “insan bu kadar da aşağılanmaz ki, köylü dediğin gariban, sabahtan akşama ekmeğinin peşinde dünyadan bir haber bir parça insan bunca yüklenecek ne var” demiştim. Meğer bildiğimiz anlamda köylüye sövmek değilmiş amaç. Şiirde geçen “köylü” bir düşünce biçiminin temsili. Bildiğimiz metafor yani. Çok yerinde tespitler barındırıyor şiir; okumalı ve okutmalı. Köylü kafalı insanlar gerçek maalesef ve her yerdeler. Tek düşünceleri komşusunun kaç ineği var, hangi tarlaya kim ne ekti, sütçüye en çok sütü kim sattı… Medet umdukları tek şey mavi gökten toprağa fazladan akacak birkaç damla yağmur… Çocuklarının halinden, eşlerinin ahvalinden bir haberdirler. Dünya döner durur da bir gram oynamaz akılları yerinden. Güya hal hatır sorduktan sonra tek konuştukları hayvanlardır bir de komşusu… Demem o ki köylülerden olmayalım. Bu ne bize ne insanlığa bir şey katmaz. O zaman yıllarca yerinde sayan bir taştan, yol kenarında biten bir ottan farkımız kalmaz. Ne diyordu şair; “Bu dünyada yediğimiz ekmekler içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir kaçmak için değil...”
Reklam
Abi şu çocuklarin eline telefon vermeyin ya gözünüzü seveyim. Fotoğraf-video paylaşmalarına da izin vermeyin. Ne malzemesi olarak kullanıldıklarını belki biliyorlar belki bilmiyorlar. Paylaşıyorlar kendilerini sonra yazıyor sapık sapık adamlar. Benim de var kardeşim, bu alıntıyı yaptığım üyemizin yaşında neredeyse. Gerçekten üzülüyorum, elimden bişey de gelmiyor ve kendimi bunaltıyorum. Şimdi diyebilirsiniz 'sana ne kardeşim bak geç ya' diye. İnanın olmuyor ya. Keşke olmasa böyle şeyler ve uyarılara gerek kalmasa ama yok işte. Her yerdeler. Lütfen dikkat edelim, koruyalım kollayalım. Herkesin kardeşi, çocuğu, yeğeni veyahut torunu felan vardır. ( https://1000kitap.com/Hicliktebirpapatya kardeşim, lütfen üstüne alınma. Uzun zamandır aklımdaydı, sana nasip oldu. Çok güzel bir kızsın Allah nazarlardan saklasın. Lütfen kendini koru olur mu?)
Gönderi kullanım dışı
Gelişini kutlar, varlığını kutsar gibiler… Her yerdeler…
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Demem o ki
... Aşkı kendine arzuyu karşısındakine duyan insan, insanlar.. Ne kadar çoklar ve ne kadar her yerdeler... .
Reklam
uyanırken
Bu saatlerde uyanmak gibi bir niyetim tabii ki de yoktu, nihayetinde bugün pazar! gözlerim gel uyuyalım derken, beynim yapılacakları hatırlatıyor, kalbimse uyumaktan korkuyor ya uyanamazsam ya yine uyku içinde uykuya/kabusa düşersem diye...o yüzden, yazıyorum; beyin mutlu, kalp mutlu. öğrenmenin hakikaten sonu yok, hep duyduğum manipülasyon kelimesinin hakkını veren insanlarla donatılmış olduğumu, birkaç aydır anladım ve yine anladım ki insanın suç duygusunun, kendini bok gibi hissetmesinin asıl nedeni yüksek dozda manipülasyona maruz kalmak ve bunu fark etmemek! çok üzgünüm ama, manipülatörler benden fazlaca zeki, fazlaca kurnaz! yalvar yakar anlamaz, gözünün yaşına bakmazlar bunlar, yaşları 2ila80 arasındadır genellikle..eşgal veremiyorum, onlar her yerdeler!
369 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.