Batum İphone Turizmi
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
Köylüleri öldürmeli mi veyahut onlardan mı olmalı ?
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?”diye bir şiiri var bilen bilir. Üzerinde çokça düşündürten, okudukça değil tecrübe ettikçe anlam kazanan bir şiirdir. Yıllar önce üniversitede arkadaşlarla bir masa etrafında toplandığımızda biri ortaya atmıştı bu şiiri. Bende de oldukça fazla ilgi uyandırmıştı. Ama ilk başta anlamadım şairi de şiiri de, anlayamamışım yani… şimdi şimdi kavrıyorum bunu da. Şaire oldukça serzenişte bulunduğumu hatırlıyorum hatta; “insan bu kadar da aşağılanmaz ki, köylü dediğin gariban, sabahtan akşama ekmeğinin peşinde dünyadan bir haber bir parça insan bunca yüklenecek ne var” demiştim. Meğer bildiğimiz anlamda köylüye sövmek değilmiş amaç. Şiirde geçen “köylü” bir düşünce biçiminin temsili. Bildiğimiz metafor yani. Çok yerinde tespitler barındırıyor şiir; okumalı ve okutmalı. Köylü kafalı insanlar gerçek maalesef ve her yerdeler. Tek düşünceleri komşusunun kaç ineği var, hangi tarlaya kim ne ekti, sütçüye en çok sütü kim sattı… Medet umdukları tek şey mavi gökten toprağa fazladan akacak birkaç damla yağmur… Çocuklarının halinden, eşlerinin ahvalinden bir haberdirler. Dünya döner durur da bir gram oynamaz akılları yerinden. Güya hal hatır sorduktan sonra tek konuştukları hayvanlardır bir de komşusu… Demem o ki köylülerden olmayalım. Bu ne bize ne insanlığa bir şey katmaz. O zaman yıllarca yerinde sayan bir taştan, yol kenarında biten bir ottan farkımız kalmaz. Ne diyordu şair; “Bu dünyada yediğimiz ekmekler içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir kaçmak için değil...”
Reklam
Şu güzel uygulama bile sapık dolu pes doğrusu. Her yerdeler, gerçekten anlam veremiyorum. Burayı da iğrençliklerine alet ediyorlar çok yazık...
Maalesef her yerdeler…
Zerre kadar anlamadıkları şeyler hakkında konuşuyorlar. Sırf aptallıkları sayesinde kendilerinden bu kadar eminler." Franz Kafka
Akraba+ tanıdık terörü var ve her yerdeler .. Ortak bir amaçları var insanların yaşam enerjilerini sömürmek .. Habire öğretmen alıyorlar bir seni mi almıyorlar diyerek insanların sinir kat sayısını Nirvana ya çıkartmak .. ALLAH muhafaza bunlardan 🤦😏
Ölü insan tanımı biliyosun#
İnsanlar görüyorum. Ölü insanlar. Normal insanlar gibi ortada dolaşıyorlar. Birbirlerini görmüyorlar. Sadece görmek istediklerini görüyorlar. Ölü olduklarını bilmiyorlar. Her zaman her yerdeler.
Reklam
Âşıklar kanatsız Uçar
Kuşlar kanatlı Uçar Âşıklar kanatsız Uçar Aşık olan cennetliktir Melekler her yerdeler Kuş olup uçsak Gitsek cennete Hem sevdalık hemde cennetlik olmak için Kuş gibi hafif olsak günahsız ve tertemiz Bir bulut gibi geh gökyüzünde geh yeryüzünde olsak Kuşlar gibi uçsak sevdalara kanat çırpsak...
uyanırken
Bu saatlerde uyanmak gibi bir niyetim tabii ki de yoktu, nihayetinde bugün pazar! gözlerim gel uyuyalım derken, beynim yapılacakları hatırlatıyor, kalbimse uyumaktan korkuyor ya uyanamazsam ya yine uyku içinde uykuya/kabusa düşersem diye...o yüzden, yazıyorum; beyin mutlu, kalp mutlu. öğrenmenin hakikaten sonu yok, hep duyduğum manipülasyon kelimesinin hakkını veren insanlarla donatılmış olduğumu, birkaç aydır anladım ve yine anladım ki insanın suç duygusunun, kendini bok gibi hissetmesinin asıl nedeni yüksek dozda manipülasyona maruz kalmak ve bunu fark etmemek! çok üzgünüm ama, manipülatörler benden fazlaca zeki, fazlaca kurnaz! yalvar yakar anlamaz, gözünün yaşına bakmazlar bunlar, yaşları 2ila80 arasındadır genellikle..eşgal veremiyorum, onlar her yerdeler!
Bir kitle var, bunlar vasatlığın, bayağılığın ve ahmaklığın temsilciliğini gönüllü olarak yapıyorlar. Facebook’tan türeyip dünyaya yayıldılar. Her yerdeler. Mesela dünyanın sonu geliyor ve insanlık uzayda bir yaşam ihtimali buldu, planlama ve hazırlıkların takip edilebilmesi için bir platform kuruldu. Bütün insanlık gelişmeleri takip ediyor ve tam o sırada bu vasatlardan biri şöyle bir post atıyor: sizce aşk mı yoksa para mı?
Küçüklükten beri herkese karşı nazik olmayı, anlayışlı olmayı öğreten ebeveynlerin yanlış yaptıklarını çok iyi anlamaya başladım. Bu toplum bunları anlayabilecek kapasiteye sahip değil. Bunları enayilik, sesi çıkmazcılık, kafasına vur ekmeğini alcılık olarak gören insanlar arasında bu özelliklere sahip olmak eksi değer. Asıl sorun, bir süre sonra insan kendi kendisine zarar vermeye başlıyor. Nelerle muhatap olduğunun farkına vardıkça içte biriken öfke ve üzüntü bir şekilde istenilmeyen biçimde ortaya çıkıyor. Hastalık, duygu patlamaları vs. Ve öğrendiğim bir şey daha... Herhangi bir konuda bir şekilde mağdur olmuş insanlara, bir süre sonra daha çok dikkat etmek. Çünkü öyle bir noktaya geliniyor ki, mağdurluklarını kendi keyiflerine göre, hak etmedikleri veya çaba göstermedikleri bir şeyi elde etmek için kullanıyorlar. İstisna değiller. Sayıca az da değiller. Her yerdeler.
369 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.