Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.29
264 syf.
8/10 puan verdi
Kendi kokusu olmayan ama bütün dünyadaki kokuları iliklerine kadar hisedebilen bir katilin hikayesi bu. Karakter kokulara aşık olmuştur ama kendisinin kokmaması bu konuda lanetli olması onun için ölüm sebebidir. O da öldürdüğü genç kızların saç ve kıyafet yağından dünyanın en iyi parfümünü yaratır ve katil olduğu halde serbest bırakılacak şekilde insanları büyüleyerek etkisi altına alır. Bana göre bu kitapta ezik ve eksik hisseden birinin maskeler ardına saklanarak sevgi beklemesi anlatılıyor. Makyajla estetik ameliyatlarla kendini beğendirme arayışına giren kadınlar. Güzel vücut ve güzel suratlara hayran kalan erkekler. Zenginlik maskesi olan insanın sevilmesi de aynı durum. Sırf güzel diye sırf zengin diye insanları Tanrılaştırdık onlara bağımlı olduk. Oysa onları sevmemizi sağlayan maskeleri olmasa severmiydik demeli insan. Katil karakter de bunun bilincindeydi sırf parfüm var diye sevildigini biliyordu içten içe kendisini bu maske ardına saklanmış zavallı olarak görüyor ve insanlardan nefret ediyordu. Bu etrafımda gördüğüm insanları anımsatıyor bana. İnsanlar sevilme kaygısı içerisinde türlü maskeler takarak her yerdeler. Olmadıkları kimliklere bürünerek ilgi görmeye aç halde bekliyorlar. Yazar bu insanlık trajedisini alegori kullanarak önümüze sunuyor. Benim tespitim ve fikirlerim bu yönde..
"Bir varmış bir yokmuş. Memleketin birinde bir Hacı Aga varmış. Hiçbir yerde eşi benzeri yokmuş bu Hacı Aga'nın. Onun gibisi yeryüzüne gelmemiş, kimse öylesiyle karşılaşmamış..." Diye başlamayı öyle çok isterdim ki. Eminim siz de sonra "yok yahu böylesi de var mıymış, hayatta inanmayız" derdiniz bana. Ama ne yazık ki böyle
418 syf.
·
Not rated
Elif Şafak'in dava edilmiş 2006 yılında basılmış bu kitabını okumak bu güne kismetmis.Bu kitap hakkında birçok yorum yapabilirim zaten biraz araştırmaniz karşısında sizlerde görürsünüz. Bu kitap Elif Şafak kabul etmese dahi tamamen Ermeni yanlısı yazılmış bir kitaptir..bakın yazarımızın bu cümlesi size ne anlatacak.
"Sen kalk Ortaasya'dan dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına,sonra bir bakmışsın her yerdeler.Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni ye ne oldu peki?Asimile edildiler!Yetim bırakıldılar!Eridiler!Sürüldü ler!Mal mülklerinden oldular"
Tabi yazarımız bunu kahramanların ağzından söylemiş, kendi düşüncesi bu değilmişşşş....
İki bölümden oluşan vasat bir kitap. Ortada bir emek var elbette ama asla instagramda ki kitlesine layık bir yapıt olduğunu düşünmüyorum. Keşke her önüne gelen kitap yazmasa ama işte.. Bu aralar virüs gibi her yerdeler. Yazarın araya kendinden kesitler koyması güzel olmuş ama yinede bu kitabın başarısızlığını ört pas etmeye yetmiyor. Yazarın şahsi karakterine hiçbir sözüm olmadığı gibi kitabına da bir o kadar söyleyeceğim şeylerle doluyum.
"Insan hayatını ziyan eder"
"Insan daima erken ölür"
Yaşanmamış ask ta varsa,
Oyle ki bir sinema film inin yansimasidir geceye
Soluksuz izliyorsun,replikler cabası varlık ve hiclik
Ölüm ayni anda çalıyor kapıyı ayni kente tanismamis iki genç ..
Her ikiside ihanet sarnıcının icerisinde..Dunyada iyi ahlakı ilke edinmiş iki insan..olumden sonra tanisip ask i yasiyorlar .dunyada hissetmedikleri duygu..
Sınıfsal celiskilerin olmadığı yerdeler ve romantizm..
Yine o bilici çıkıyor sahneye?!
140.madde diyor. (Hukuk her yerde hukuk) eksik olan tek sey "hissetme dokunma"..geri dönüş dunyaya
Şartlı ve kaideli 24 saat..Bu kadar gersini okuyun derim..
Not :her sey çıkarabilirsiniz bu romanda ve hatta bir iki gün yürürken sahneler belleginizi yorar" :)))
"Zaman, en çok sahip olunması gereken şeydir. Biz, bize tanınan zamanı değerlendirir, kullanırız. Yazgımız gibidir zaman da. Küçük irademiz ile büyük irade içerisinde kendimize yer açarız. Bütün bunları bilmekse zaman alır. Her zamanın kendi bilgisini zamanında bilmek, ömrü iyi kullanmaktır. Böyle ömürlerin ardından pişmanlık yaşları
Günlerdir okumuyordum. Bugün okumak istedim. Çehov okumak istedim; çünkü muhakkak komik, hatta gülünç karakterleri olan öyküleri olacaktı, bu karakterler lekesiz, pak bir pencereden akseder gibi görünecekti, onlar muhakkak beni tebessüm etmeye belki gülmeye zorlayacaktı, böylece günlerin sıkıntısı geçecekti bir nebze. Böyle düşünüyordum. Böyle de
