“Olup bitenleri işte böyle düşünüyor, böyle yorumluyordum. Yıllar geçtikçe onu yeniden görmekten neredeyse korkar oldum çünkü onunla Lucie’nin artık Lucie olamayacağı bir yerde karşılaşacağımızı ve ipi yeniden düğümleyemeyeceğimi biliyordum. Bununla onu artık sevmekten vazgeçtiğimi, unuttuğumu, kafamdaki imgesinin solduğunu kastetmiyorum. Tam tersine, gece gündüz içimdeydi, suskun bir özlem gibi sonsuza dek yitirilmiş şeyler nasıl özlenirse onu öyle özlüyordum. Lucie, benim için geçmiş olarak her zaman yaşayan ama bugün için ölü bir geçmiş zaman haline gelmişti. Giderek benim için tensel, maddesel, somut görüntüsünü yitirmiş bir efsaneye, bir mitosa dönüşmüştü. Parşömen üzerine yazılmış ve yaşamımın derinliğinde gömülü metal kutu içindeki bir mitos.”
…gelecek kuşakların günün birinde minnet duyup gün ışığına çıkarabilmesi için büyük bir eserin büyük olması ve ayrıcalıklı bir yerde konumlanması da yetmez. İnsanlık günün birinde her şeyi, tüm varlıkları, hakikatleri, bütün alemleri bilebilse bile bu evrensel bilginin dışında kalan sanat eserleri -belki de sanatın tümü- hep olacaktır. Sanatsal faaliyetin ayrıcalığı budur: Bir tanrı bile ne ürettiğini çoğu zaman bilmeyebilir.
Sayfa 63 - Sel yayınları
Reklam
GÜNÜN KELİMESİ: ERİNÇ
"Her şeyde erinç aradım ama hiçbir yerde bulamadım, bir kitapla çekildiğim köşeden başka." demiş Umberto Eco. Bu paylaşımda "erinç" kelimesini öğreneceğiz. Hiçbir eksiği, üzüntüsü ve acısı olmama durumu... Rahat, huzur ve dinginlik... Bütün insanlarda değişimi sağlayan zaman dilimi gecedir. Geceler, bir erinç kaynağıdır. Uykuda olmak geceyi daha da önemli hâle getirir. Duyguların ve düşüncelerin sessizliği... Cehennemin umutsuzluğundan bir cennet kurmalıyız çoğu gecede. Kendimiz için kaygılanmanın yanında bir başkasına erinç vermenin gayretini ihmal etmeyelim. Kutadgu Bilig'den alıntılarla devam edelim. "Her gün pek çok emek verdi Huzur istedi, zahmetle karşılaştı Dikkat edersen çok yerinde şu söz Sınanıp söylendiğinden kutlu bir söz Erince emekle varılır Sevinçle kaygı birlikte yürür İnsan nice büyürse baş ağrısı da büyür Başı nice büyükse o kadar büyük börk giyer"
Büyük değişimleri son ana kadar kestiremem hiç, Mao'nun deyimiyle bir eğilimin diğerini nasıl gizlediğini anlayamam, herkesin kabul ettiğini düşündüğün bir eğilimin hemen altında tam aksi yöne doğru başka bir eğilim olur ve her şey değişmeye başladığında dikkatle gözlemezsen kendini bir yerde tek başına kalmış bulursun.
Her yerde ve her zaman halk kitleleri sabretmek, katlanmak zorunda bırakılır. Sabır, uzlaşma ve yoksunluklar kitlelerin bir nevi görevi haline gelmiştir.
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (15. Basım, Aralık 2023)Kitabı okuyor
Kelime gerçek olan değildir. Kelime sadece temsil eder, işaret eder ama gerçek değildir. Bu tuzağa bir kez düştün mü kelimenin gerçek olduğuna inanma tuzağına ve birisi, "Seni seviyorum" derse, seni sevdiğini söylediği için seni sevdiğini hissedersin. O zaman hayal kırıklığı yaşayacaksın. Kelimesiz gerçekliği göremediğin takdirde, yaşamındaki bütün yollarda hayal kırıklığına uğrayacaksın, her yerde hayal kırıklığı yaşayacaksın çünkü kelimeyi gerçek olarak alacaksın.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.