Korkudan ziyade vahşet serisi ki korkuda veriyor aslında: Saw serisi film olarak hocam. Hayalet Gemi film. Dizi de yine vahşete dayalı diyebilirim: Spartacüs ve Rome dizisi.
Herkese selam. Sonunda yazarımız aramıza dönmeye karar vermiş çok ama çok sevindim. Son üç kitabı açıkçası Siyah Kan’ı yazan insanla sen aynı olamazsın vibe’ı vermişti. Ama bu eserle tekrar Jean Christophe evrenine girebildim. Kitabımız 2. Dünya savaşının patlak vermeye yüz tutmuş Almanya’sında 3 kadının aynı şekilde öldürülmesi sonucu SS komutanı Franz’ın yanına iki psikiyatr uzmanını alarak bu olayları çözmek istemesiyle başlıyor. Mermer adam…Klasikleşmiş Grange kitaplarında olduğu gibi katili tam yakaladık derken başka bir senaryonun içine dalıyoruz. Kitabın uzun olması sizi ürkütmesin bence son 300 sayfa akıp gidiyor. Tabii ki yine sizi şaşırtıcı bir son da bekliyor. İkinci Dünya Savaşı zamanlarındaki Almanya açıkçası beni her zaman çok rahatsız eden bir dönem olmuştur. Okumak ruhumu acıtıyor, insanlara yapılan iğrenç şeyleri her satırda görmek kitabı okurken zorlanmama sebep oldu. Göğsüme bir yumru oturdu derler ya aynen öyle bir etkisi oldu bu kitabın da. Benim gibi eski Grangé’i özlediyseniz kesinlikle okunulası bir kitap olmuş. Herkese keyifli okumalar.
Çok yönlü bir soruşturmayı yöneten dedektif olmak, altında ağ olmaksızın telde cambazlık yapmak gibi bir şeydi. Herifi yakaladığında herkes aynı alkışlar. Yüzüne gözüne bulaştırdığında bütün dünya çamura batmanı izler.