Gece indi. Karanlık yavaş yavaş her yeri örttü ve ebedî yollarda kâh "Allah" diye inleyerek kâh "Gökçen" diye sayıklayarak giden yolcuyu kavradı. Bu meçhul Osmanlı şehzadesi, kendisinden önce gelen ve gelecek olan sayısız Osmanlı şehzadesine tarihi mukadderatının çizdiği büyük ıstırap içinde, ancak kendisinin görebildiği yeşil ışıklar içinde, bütün gözlerden silinerek kayboldu. Artık hiçbir şey görünmüyor, fırtınanın uğuldadığı bu yolda yalnız bir atın nal sesleri ve bir insanın hıçkırıkları işitiliyordu...