Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek-boyutlu düşünce politika uygulayımcıları ve onların kitle-bilişim pazarlamacıları tarafından yöntemli olarak geliştirilmektedir. Bunların söylem evrenleri kendini doğrulayan varsayımlar tarafından kalabalıklaştırılmakta, ve bunlar aralıksız olarak ve tekelci bir biçimde yinelenerek hipnotize edici tanımlar ya da buyruklar olmaktadırlar.
İnsanlar kendilerini satın aldıkları metalarda tanımaktadırlar; ruhlarını otomobillerinde, müzik setlerinde, içten-katlı evlerinde, mutfak donatımında bulmaktadırlar. Bireyi toplumuna bağlayan düzeneğin kendisi değişmiş ve toplumsal denetim üretmiş olduğu yeni gereksinimlerde demirlemiştir.
Reklam
''Tek boyutlu düşünce politika uygulayımcıları ve onların kitle-bilişim pazarlamacıları tarafından yöntemli olarak geliştirilmektedir. Bunların söylem evrenleri kendini doğrulayan varsayımlar tarafından kalabalıklaştırılmakta, ve bunlar aralıksız olarak ve tekelci bir biçimde yinelenerek hipnotize edici tanımlar ya da buyruklar olmaktadırlar.''
Sanat belki de baskılanmışın en görülebilir "geri-dönüşü"dür, yalnızca bireysel değil ama ayrıca soysal-tarihsel düzlemde de. Sanatsal imgelem başarısızlığa uğramış kurtuluşun, çiğnenmiş sözün "bilinçsiz anısını" şekillendirir.
''İnsanlar kendilerini satın aldıkları metalarda tanımaktadır. Ruhlarını otomobillerinde, müzik setlerinde, katlı evlerinde, mutfak donatımında bulmaktadır. Bireyi toplumuna bağlayan düzeneğin kendisi değişmiş ve toplumsal denetim üretmiş olduğu yeni gereksinimlerde demirlemiştir.''
Sonlu şeylerin varlıkları yitip gitmenin tohumunu kendi içinde taşımaktadır; doğum saatleri ölüm saatleridir.
Hegel
Reklam
+ Havuz Medyası
Dünya medyası, insanın binlerce yıl içinde oluşturduğu bu kavramların üzerinden silindir gibi geçti. Her gün yedi saatini televizyon karşısında geçiren insanlar, yeni düzene göre eğitildi, Pavlov'un köpekleri gibi koşullandırıldı ve Herbert Marcuse'un tahmin ettiği gibi “tek boyutlu insan"a dönüştürüldü. Yani “insan insanın kurdudur!" kuralı giderek yaygınlaştı.
Sayfa 346 - Doğan KitapKitabı okudu
İyi niyetli birçok insa­nın kafasını kurcalayan sorunun, “Özgür bir toplumda insanlar ne yapacaklar?” sorusunun bir yanıtı vardır. Bu soruya, bence, meselenin tam kalbine isabet eden yanıt, zenci bir kız tarafından verildi. Şöyle söyledi: “Hayatı­mızda ilk kez, ne yapacağımız hakkında düşünmek için özgür olacağız.”
Büyük bir dinginlik işitir beni, benim Umudu işittiğim yerde. Kaynakların sesi değişir ve geceden söz eder; kutsal gölgede gümüş otların büyüdüğünü duyarım.. Paul Valery, Narcisse Parle.
Sayfa 124 - İdeaKitabı okudu
1968 yılı tüm dünyada üniversitelerde öğrenci eylemlerinin doruğa çıktığı yıldı. Marksizmin etkisi tüm dünya gençliğini kucağına almıştı. Herkesin elinde Marx'ın, Lenin'in, Engels'in kitapları vardı. Bir de Politzer'in Felsefenin temel ilkeleri kitabı. Yalnız onları okuyordu gençler. Herbert Marcuse'u, Jean Paul Sartre'ı, Albert Camus'yü okumak bir çeşit revizyonculuk sayılıyordu.
Sayfa 75
540 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.