Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer baskının yokluğu özgürlü­ğün arketipi ise, o zaman uygarlık bu özgürlüğe karşı savaşımdır.
İnsan isteklerinin alanı ve bunların doyumu için araçlar böylece ölçüsüzce artar, ve insanın olgusallığı “yararlı olan” ile uyum içinde bilinçli olarak değiştirme yeteneği doyumunun dışsal engellerinin aşamalı bir kaldırılışı için söz veriyor görünür. Bununla birlikte, ne istekleri ne de olgusallığı değiştirmesi bundan böyle kendisinin değil­dir: Bunlar şimdi onun toplumu tarafından “örgütlenmektedirler.” Ve bu “örgütleme” onun kökensel içgüdüsel gereksinimlerini baskı­lar ve onları tözlerinde dönüştürür.
Reklam
Ama kısıtlanmamış haz ilkesi doğal ve insansal çevre ile çatışmaya girer. Birey gereksinimlerinin tam ve acısız doyumunun olanaksız­lığının yaralayıcı kavrayışına varır. Ve bu düş kırıklığı deneyiminden sonra, yeni bir ansal işleyiş ilkesi üstünlük kazanır. Olgusallık ilkesi haz ilkesinin yerine geçer: İnsan ertelenmiş, kısıtlanmış, ama “sağ­lama bağlanmış” haz için geçici, belirsiz ve yokedici hazdan vazgeç­meyi öğrenir. Vazgeçme ve kısıtlama yoluyla bu kalıcı kazanımdan ötürü, Freud’a göre, olgusallık ilkesi haz ilkesini tahttan indirmekten çok “korur,” yadsımaktan çok “değiştirir.”
özgürlüğün elde edildiğinin işareti, yani artık kendimizden utanmıyor olmak” (Nietzsche, Die Fröhliche Wissenschaft (Şen Bilim), III. Kitap, §275).
Andre Breton şöyle yazar: Her şey karar verdiği gibi oluyor; öyle ki onun dile getirmeye çalıştığı her şey de dünyanın iyileşmesine duyduğu büyük inancı yansıtacak bir yol, ufuğa ya da bir karacanın karnına düşürdüğü ışıkta bunun bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayan bir yol oluyor.
Anarşizm, sembolcü ve Dadaist edebi akımlar içerisinde de kendine taraftar bulmuştur. S. Mallarme, Fean Richepin, Michel Zevaco, Saint Poul Roux, Oscar Wilde, Aldoux Huxley, Herbert Marcuse, Paul Goodmann, Paul K. Feyarabend, Thomas Kuhn gibi sanatçı ve düşünürler anarşizmi savundular.
Sayfa 72
540 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.