2 Haziran 1991 Saygıyla
Akşam erken iner mahpushaneye.   Ejderha olsan kar etmez.   Ne kavgada ustalığın,   Ne de çatal yürek civan oluşun.   Kar etmez, inceden içine dolan,   Alıp götüren hasrete.   Akşam erken iner mahpushaneye.   İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya.   Birden, ağlamaklı olur bahçe.   Karşıda, duvar dibinde,   Üç dal gece sefası,   Üç kök hercai menekşe...   Aynı korkunç sevdadadır   Gökte bulut, dalda kaysı.   Başlar  koymağa hapislik.   Karanlık can sıkıntısı...   "Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,   Bense volta'dayım ranza dibinde   Ve hep olmayacak şeyler kurarım,   Gülünç, acemi, çocuksu...   Vurulsam kaybolsam derim,   Çırılçıplak, bir kavgada,   Erkekçe olsun isterim,   Dostluk da, düşmanlık da.   Hiçbiri olmaz halbuki,   Geçer süngüler namluya.   Başlar gece devriyesi jandarmaların...   Hırsla çakarım kibriti,   İlk nefeste yarılanır cıgaram,   Bir duman alırım, dolu,   Bir duman, kendimi öldüresiye,   Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,   Ama akşam erken  iniyor mahpushaneye.               Ve dışarda delikanlı bir bahar,   Seviyorum seni,   Çıldırasıya...                  
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Gün âşıkı namındaki çiçek ile, hercaî menekşe gibi çiçekler verdi..
İsm-i Hafîz'in tecelli-i etemmine işaret eden فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ٭ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ âyetidir. Kur'an-ı Hakîm'in bu hakikatına delil istersen, Kitab-ı Mübin'in mistarı üstünde yazılan şu kâinat kitabının sahifelerine baksan, ism-i Hafîz'in cilve-i a'zamını ve
Sayfa 178
Reklam
Akşam erken iner mahpusâneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe. Karşıda, duvar dibinde, Uç dal gece sefası, Uç kök hercai menekşe...
Pencerelerinde hercai menekşe olsa bile bütün evleri bütün sokakları bir bir bırakıp ardımca bozkırlara koşmak istiyorum
Hangi baharın çiçeğisin sen, Gönül hazanında açan Gül, Kasımpatı, Hercai Menekşe... Hangi sözün bittiği yerdesin Hangi toprağın insanı! Hangi sabahın alaca karanlığı! Yorgunum; dar ağacında asılı kelimeler Yorgunum, kanat çırpmaktan değil Kanadım kırık; gönül yorgun, ömür yorgun Kim bilir belki de uçmaktan... Yaşamak gibi bir anlamı var diyorlar hayatın Yaşam da yorgun, hayatta yorgun! Ve acı; acıyor ruhum, acıyor tââ şakaklarım Yok mu artık verecek şu katlime fermanım Yanımda mı şahdamarımdan daha yakınlarım İsyan değil bu; insan! İsyan değil bu; yazgı! Kaçamam, yazanın kalemine sığınırım Nasıl edilir isyan; hamurumda var nisyan! Bu bahar da açmadın, belki gelecek Nisan... orcd.co/mabelmatiz-komur
"Kültür dediğimiz sosyal gerçekliğin kalesi içinde hiçbir şey, hatta küçücük bir hercai menekşe bile anlamsız değildir."
önsöz
Reklam
452 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.