#okudumbitti ama nasıl bitti...
1919 yılında Torino'da doğan ve kimya öğrenimi gören Primo Levi, bu kentin Yahudi toplulugu icinde yasadi. İkinci Dünya Savaşı sırasında faşizme direnen arkadaşlarına katıldı. Daha 24 yaşındayken 650 kişiyle birlikte Auschwitz toplama kampına gönderildi. Hayatta kalabilen yirmi kişiden sadece biriydi..
Nazi toplama kampında gördüklerini, yaşadıklarını ve yaşanılan acimasizliklari olağanüstü bir durulukla anlatırken, siz yerinizde rahatsız oluyorsunuz...
Toplama kampindaki insanların icdunyalari, düşünceleri ve artık düşünmeyi bırakıp ayakta kalabilmek için en uc şeyleri yapıp hayatta kalabilmek uğruna mücadelesini okuyorsunuz. Sonrasında Rus taarruzuyla birlikte Almanlarin geri çekilmesiyle Kabe hastane kogusundaki 11 günlük hayatta kalım mücadelesi en can alıcı noktasiydi. Hayatta kalmaya çalışan insanların, ümit ettikleri şeylere tanıklık eden gerçek bir hayat hikayesi...
Bu kitabından sonra "Bogulanlar" ve "Kurtulanlar" kitaplarını yazdıktan birkaç ay sonra intihar ederek yaşamına son verdi.
..adaletin işlemi artık topluma göstermelik acılı bir sorumluluktan başka birsey değildir.
Sevinçten, korkudan evet hatta acidan nasılsın yorgun düşülüyorsa, beklemekten de yorgun düşüyor insan.
Neden hemen hergün, gece tekrar tekrar aynı acıyla doluyor düşlerimiz?
Artık hıcbirseye şaşırdığımıź yok. Deli saçması bir oyununun içinde gibiyiz. #primolevi #canyayinlari #bunlardamıinsan