Merve

Merve
@herhangibirsey
Teoloji- TDE
anywhere, somewhere, far away
10 June 1992
155 reader point
Joined on October 2020
"İnsan, tanıdığını sandığı insanı kendisine benzeterek tanır"
"Vazgeç Ağam.” “Neden vazgeçeyim.” “Aramaktan. İnsanoğlu hiç belli olmaz Murtaza Ağam. Bugün böyleyse, yarın şöyle. İnsan her gün yeniden doğabilir isterse Ağam. Ama her sabah anadan yepyeni, başka bir insan olarak doğabilir. İyi de doğabilir, kötü de.. Şimdi bu baktığın, gördüğün benim, Aliyim, yarın bir iş yaparım ki senin de, benim de aklımızın köşeciğinden geçmemiş ola. Onun için tevekkül ol, daha çok arama, üstüne varma. İnsanoğlunu anlamak o kadar kolay değil. Kuşlar da, böcekler de göründükleri gibi değiller. Bu dünyada her canlının bir huyu vardır, insanın da yüz bin huyu vardır. Bak Ağam, dünyada bir insanı, karımı, kardeşlerimi, kızımı oğlumu, anamı babamı tanıdım dersen yalandır."
Sayfa 74
Reklam
"Ağa," dedi "al şu tabancanı. Sende bu korku, bende bu doğruluk varken biz bir araya gelemeyiz..."
'Eskiler iz sürerdi biz muttasıl arıyoruz yeni insanlar'
Izler sahiplerine benzer. Bir at izine baksam, üç aşağı beş yukarı o atın nasıl bir at olduğunu anlarım. Yelesini, kuyruğunu, boyunu bosunu sana gerçeğine yakın söyleyebilirim. Hele insan izlerini.. İzlerden insanların yüreğini okurum. Hangi yöne gitmişler, ne düşünerek, nasıl düşünerek gitmişler bilirim. Sevinçli mi, öfkeli mi, küskün mü, kederli mi, içi karanlık mı bilirim. Aydınlık mı, dost mu, düşman mı bilirim

Reader Follow Recommendations

See All
Adam yarı uykuda, yarı düşte, bir insan canının ne kadar tatlı, vazgeçilmez olabileceğini, kimi insanların, belki de büyük bir insan çoğunluğunun canlarını vermemek için ne kadar alçalabileceklerini ilk olarak düşünüyordu. İnsan canı bu kadar alçalmaya değer miydi? Ne pahasına olursa olsun insan yaşamını sürdürmeli miydi? Sıtmalar, hastalıklar, zulümler, buyruklar, açlıklar, yoksulluklar, insan soyunun yaşama direncini kıramamış, insanoğlu kıyımlardan, aşağılamalardan, sakatlıklardan,kırımlardan sonra bile yaşamını sürdürmüştü. Bu korkunç güç, bu sonsuz direnç, bu yaşamak için katlanılan en aşağılık durumlar neydi, ne içindi?
Sayfa 15
Susarak bir kez pişman olunmasına karşın, konuşulduğu için on kez pişman olunduğunu savunan özdeyiş de bu anlamdadır; niçin? Çünkü maddesel bir olgu olan sözlerimiz bizi sıkıntılara sokabilir ki bu gerçektir. Ama susmak da pek o kadar masum değildir. Hele tehlikelerin en kötüsü olduğu zaman. Susan insan aslında kendi kendisiyle baş başa olmak zorundadır.Ve gerçek onu cezalandırarak, sözlerinin sonuçlarını üstüne yıkarak onun imdadına yetişmemektedir. Bu anlamda susmanın bir bedeli yoktur. Ama aynı zamanda korkulacak şeyin nerede olduğunu bilen kişi, içsel bir yönelimle ve dışta hiçbir iz bırakmadan her kötülükten, her hatadan daha fazla korkar
Reklam
Reklam
653 öğeden 601 ile 615 arasındakiler gösteriliyor.