Merve

Merve
@herhangibirsey
Teoloji- TDE
anywhere, somewhere, far away
10 June 1992
150 reader point
Joined on October 2020
Sabitlenmiş gönderi
"Muvazenen ani gelişen olaylar karşısında hemen dağılıyor. Biraz ağırdan al hayatı; tadı acı da olsa, tatlı da olsa iyice çiğne. Yutma hemen"
Reklam
Bu toprak gibi yok. Telgraftan beter. Daya kulağını, duyulmadık sesler duy. Bir çobanın kavalını duyarsın, dünyanın öte ucundan gelen. Bir türkü duyarsın, söylenmedik. Bir hoş, bir uğultulu. Çiçek yüklü bir türkü. Daya kulağını, bir günlük yol öteden giden atların nallarının sesini duy. Her adam toprağın sesini duyamaz, kulak ister ona. Sesleri bir bir seçecek Koca Halil kulağı ister.
Yirmi üç yaşındayım ve hayat burnumdan geldi benim.Hepinizin hayatı burnumdan geldi.

Reader Follow Recommendations

See All
İşte devlet gidiyor. Siyah parlak makam otomobilleri, azarlayıcı anonslar, döne döne yanan mavi kırmızı ışıklar, devlet gidiyor, hızlı bir sürüngen, korkutarak insanları, kutsal kitaplar nasıl korkutursa öyle.
Reklam
Geçmiş yaşantılarımı, pişmanlıklarımı, tekrar eden bir makineye dönüştüğümü ve artık ispat etmekten, göstermekten, kanıtlamaktan, beni güzel gösterecek aynalar aramaktan yorulduğumu belirten işaretler. Görüyorlar mı bütün bunları, anlıyorlar mı, diye dikkatle bakıyorum insanlara.A ma o kadar çoklar ki, onları insan olarak göremiyorum! Onlar da beni göremiyorlardır. Şehir böcekleriyiz biz
Önümdeki adama gelmişti sıra. Berbere yeni gittiği hemen anlaşılıyordu. Sabırsızlandı. Bir an önce şubeye geri dönmek istiyordu. Kim bilir o insanları da sevecekti belki bir gün, aradan yıllar geçince, kendi boylarından daha uzun olanları biçen bir tarım makinesinin üzerine kurulmuş bütün o insanları. Çünkü zamanla her şeyi sever insan, çünkü bir gün öleceğini anlar.
Uzun süre kapalı kalan kapıyı açsan da fayda etmez, içerideki hava yer değiştirmeden öylece kalır.
İnsan talihi bu idi.Hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. Muhakkak hayalimizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti
Talih herhangi bir adam gibi yaşamama imkân vermemişti. O halde muvaffak olmam için daha cesur, daha atılgan ve daha kayıtsız, insanlarla münasebetimde daha dişli bir adam olmalıydım.
Reklam
Eski Yahudiler her sene çöle günahlarını yükledikleri bir keçi salarlarmış. Biz de icabında öyle yapacağız. Her şeyi evvelden düşünmek lazım.Kurulmamızdan iki sene sonra israf lafı çıkar. Bu demektir ki, umumî efkâra iyi niyetimizi göstermek için rahatça feda edebileceğimiz bir iki kişi lazımdır.O zaman ne yapacağız? Kura mı çekeceğiz aramızda? Belki onu da yaparız ama...Biz yine de başından tedbirli olalım. Elimizde birkaç kişi bulunsun. Hemen her müessesenin hemen kolaylıkla vazgeçebileceği, hatta takibat yapacağı cinsten birkaç kişi..Tâ ki vicdan azabı çekmeyelim.
-"Bütün dünyayı dolaşsan da bir şey öğrenmeden geri dönersin çünkü hiçbir şey öyle öğrenilmez. Tek yapman gereken tavrını değiştirmek." -"Bu dediğin zor olmasa gerek." -"Hem de dünyadaki en kolay iş" -"Vallahi denemeye hazırım. Kaybedecek neyim var ki!? Tavrımı nasıl değiştireceğim peki?" -"Her şeye kafa yormaktan vazgeçip inanacaksın" dedi din adamı. -"Neye inanacağım?" -"Her şeye. Aklına gelebilecek her şeye, sola, sağa, kuzeye, doğuya, güneye, batıya, yukarıya, aşağıya, içeriye, dışarıya, görünüre, görünmeze, iyiye, kötüye, ne iyi ne kötüye, hem iyi hem kötüye, İşin sırrı bu. Keşfetmek elli yılımı aldı."
815 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.