Bir ara fedailerden Koca Mehmet vuruluyor. Yanındaki arkadaşı Cafer Şamil, Efeye bağırıyor:
"Erkeksen dışarı çık Efe! dışarı çık da göstereyim sana."
Efe gerçekten erkek yiğit bir adam.
Cafer Şamil 'e şöyle bir cevap veriyor :
"Bana bak delikanlı, sen çok cesur, çok yiğit bir çocuğa benziyorsun. Bu kadar cesur olmasaydın buraya kadar, benim tüfeğimin altına kadar gelmezdin. Bir de yanındaki arkadaşın vurulunca, hemen kaçardın. Sana yiğitliğine hayatını bağışlıyorum. Al! Hemen dön, ömrünün sonuna kadar, bu sana yadigarım olsun. "
Çakırcalı "Al! " dediği anda patlayan kurşun Cafer Şamil'in kalpağını başından alıp götürüyor. Cafer kalpağını alıp geri dönüyor. İşte Efe böyle bir Efeydi.
Baban eve indiğinde köy bayram ederdi. Efe geldi deyin. Fıkara kızların çeyizini düzer, delikanlıların başlığını verirdi. Hastalara ilaç, yoksullara ekmek olurdu.
Tam olarak hangi delilik, kendi dilinde en çok kullanılan sesli harfi bir defa bile kullanmadan roman yazmaya kalkar? Haydi kalkıştı diyelim, içinde ‘e’ olan kelimeler dernek kurup bu adamın önüne dikilmez mi? Her cümlenin içinden başını kaldırıp beni kullanmazsan anlam bütünlüğünü bozarım diye tehdit etmez mi? Eder etmesine de, Perec’in