“Ve ölür aralık,
Haziran güneşine hasret...
Binlenmiş yıllara, bir yıl,
Yıllanmış bedenimize, bir kırışık...
Sonlara başlangıç mıdır?
Başlangıçlara son mudur?
Ölü bir aralık...
Aralıksız eksiktir her ayrılık…”
“Vursam devirir miyim on adam?
İlham da, hüzün de bu havadan.
Bize bu acılar anadan babadan kalmış, sevgilim
Yüzün aklıma geldi dün akşam
Tek dal kalmıştı sigaradan
Mutsuz hayatlar bize sıradan olmuş, sevgilim.”
“Hani bir denize uzun uzun bakıp belki susarız derdin,
Tabii sözlere hiç ağır yükler vermeyi sevmezdin.
Kanadında merhameti göklerin,
Acısında kayıp sevdanın yükleri.
Deli bir kor gördüm yandım o kadar,
Bakakaldım ardından geçse de yıllar.
Kadehinde zehir olup aksa zaman,
Yine tövbe edip içerdim.
Kara yangın kül edip yaksa da,
Gelir korlara düşerdim.”
“Soğuk sular döktüm
Bu, bu sahilde
Katliamlar gördüm
Bu, bu sahilde
Güz, güz biterken
Göz, göz oda kurdum
Güneye gitmek istedim
Sicimden kervan geçtim
Soğuk sular döktüm
Bu, bu sahilde
On bin serden geçtim
Bu sahilde
Burda kal var'edelim
Bunca gök olmayanı
Şimdi gel açılalım
Bak, bu ölüm bizi kıskanıyor.”
“Artık bu son söz sаnа,
Şimdi göbek аdım bаhаr.
Öyle bаkmа bаnа,
Artık silаhlаrа vedа.
Kör hevesler çаldılаr seni,
Bir tenhаyа sаldılаr beni.
Yüreğime yаğmur döktüler,
Çаmurlаrdа boğdulаr beni…”