Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edebiyat elbette ki politikanın istilasına uğrayacaktı. Özel totalitarizm sorunu hiç ortaya çıkmamış bile olsa bu istila gerçekleşirdi, çünkü biz atalarımızın sahip olmadığı bir vicdan azabı, dünyadaki sonsuz adaletsizlik ve sefalete dair bir farkındalık ve yaşama karşı tümüyle estetik tavrı imkansızlaştıran ve bu konuda bir şeyler yapmamızı gerektiren bir suçluluk duygusu geliştirdik.
Hüznünü rabbine şikayet etti de rabbinden hiç şikayet etmedi.
Reklam
Depresyon geçirdiğim o günler...
O iğrenç günler artık tamamiyle bitmiş ve bir daha hiç gelmeyecek aylar ve yıllara dönüşmüştü.
Siz hangi kitaplarını okudunuz?
- Okudun mu hiç Jack London? +Deniz Kurdu'nu okudum.
Sayfa 257 - İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2020.Kitabı okuyor
Deniz Gedikli Hazırlama Okulu'nda Türkçe öğretmenliği yapabilen, 16 Temmuz 1934'te dergisi (Orhun) de kapatılan, 1934-1943 yılları arasında dergi çıkaramayıp sadece birkaç kitap ve broşür yayımlayabilen Atsız'ın, Atatürk devrindeki kraldan fazla kralcıların, dalkavuk ve şakşakçıların hışmına uğradığı muhakkaktır. Dalkavukluk ve riyadan nefret eden, Orhun'daki yazılarında da bunu dile getiren Atsız'ın 1941'de yayımladığı Dalkavuklar Gecesi adlı küçük roman, hiç şüphesiz onun bu hayat tecrübesinin sonucu olarak Atatürk devri dalkavuklarını hicvetmek için yazılmıştır. Hatti kralı Subbiluliyuma'nın çevresindeki dalkavuklar, Atatürk'ün çevresindeki dalkavuklardır. Atsız, Atatürk'ün etrafını saran bazı kişilerin isimlerini ters çevirerek romanının kahramanları yapmıştır. İlânasam (Hasan Âli), İrdas (Sadri Etem), Ziza (Şevket Aziz Kansu) gibi. Romandaki Hatti kralını Atatürk olarak yorumlayıp bunu Atsız'ın Atatürk karşıtlığına delil olarak göstermek bence doğru değildir. Dalkavukların hicvedilebilmesi için romana bir kralın dâhil edilmesi, kurgu açısından bir mecburiyettir. Ayrıca hemen hemen bütün kahramanların adlarından onların kimliklerine ulaşmak mümkün iken Subbiluliyuma adından Mustafa Kemal Atatürk adını çıkarmak mümkün değildir. Üstelik romandaki kralın bir de oğlu vardır...
Biz eskiden az konuşur, hiç gülmezdik. Gülmeyi de sonradan öğrendik.
Reklam
... kötüyü anlayamaz, hissedemezsek bu dünyada savaşlar, cinayetler, kötülükler hiç bitmeyecek. En kötü insanım bile, daima bir yerlerinde saklı iyilik tohumları vardır. Cezalar kötülüğü durdurabilseydi, bugün çok farklı bir dünyada yaşıyor olacaktık. Bir insan ancak kendi kendine bağışlayabilirse kötülükten kurtulabilir.
Bastırma, hiç kuşkusuz savunucu bir refleks ile lanetleyici bir yargılama arasında geçiş evresi olarak tanımlanabilir.
Erken kalkmazsan Hiç bir şeyde ilerleme kaydedemezsin
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.