Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM
Allah'ın Sevmediği Amel ZULÜM Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir. Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir. Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir. Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
Uzun ama btmez değil.
MINIK BIR YÜREK Akşamın ayazından korunmak için yer yer patlamış komşunun verdiği eski ceketine iyice sarındı. Karanlık çökmeden en az on mendil daha satamazsa eve kuru ekmekle dönmek zorunda kalacaktı. Biraz daha köşeye büzülüp iş çıkışı kalabalığının ayaklarından sıçrayıp üstünü ıslatan sulu kardan korunmaya çalıştı. Sakindi. Onun için sıradan
Reklam
BENİM GEÇMİŞİM SENİN HATIRA DEFTERİN Demli çay severdin mesela, ellerin hareket halindeyken konuşurdun örneğin. Hiç kimse, hiçbir şey yapacaklarına set kuramazdı,kuralların yoktu. Çocuklaşan yanını ve öfkeli halini ayırt etmek imkânsız hâle gelirdi çoğu zaman. Kendine sakladığın her cümlenin “sen“ kısmı içimde büyürken bana bıraktığın aşkla örülü bir yalnızlıktı. Farkında olmayışın değil, asıl farkında olup duygularımın üzerine basıp gölgesinde yürümendi. Bekleyişlerim benim bastığım yerde tuzla buz olurken, yazdıklarıma imla hataları eklememe neden oldu. Gerçekleri görmezden gelen bir korkak rolüne bürüneceğini çok sonra önüme attın. Yazık.. Sadece varlığınla doğduğunu sandığım güneşin rengi solarken, o renkten kendine gökkuşağı çizip hayaller kurdun..Senin dilediklerin bir bir gerçek olurken kaç anlamlı şarkı, kelime heba oldu. Var oluşuna tek sıra halinde döşediğim harfleri kendi ellerinle yıktın.Kaç kez denesek de bir daha eskisi gibi yazamam seni.. Silinir çünkü, zaman bir sünger gibi üzerini örter yazacaklarımın.Hislerim kadar gerçek bir “Hoşça kal” ile kapattım sayfanı, bundan sonra hangi sayfayı çevirirsem çevireyim aynı hikâyeye çıkmaz.Kalemi çoktan bir başkasının eline verdin.Sana dairlerim yalnızca geçmişte kaldı şimdi, senin içinse geri dönüşü olmayan bir hatıra defteri. -Esin AYKAN
Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona.. Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim?Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum.. Asla çözemediğim kurallarıyla beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç.. Sorardım, senden değil, neden hep kendimden kaçtığımı..Her yeni ilişkiyle içimdeki boşluğun biraz daha derinleştiğini bildiğim halde bu hayatı neden sürdürdüğümü sorardım kendime.. beni daha çok kırmasınlar diye kendimi adamalarım olmadık insanlara. Yanındaydım onların, yan yanaydım. Ama hiçbir zaman onlarla birlikte olmadım. Hiçbir zaman kabullenmedim varlıklarını... Açlığını duyduğum senin sevgindi, cinsellik değil.. Ne onda, ne başka birinde, nede dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o binbir gizemle dolu bahçesinde gezinirken hissedebildiğim sevgin.. Kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. Kendim deyince, sen artık yaşama, sen artık duygularını yitirdin, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin, diyen o ses geliyor aklıma. En büyük dert kimi özlediğini, kimi sevdiğini bilememekmiş... Cezmi Ersöz
#sır
Geçen gün herkesin zengin olması ve bahçelerinde nilüfer havuzları olması gerektiğine dair arzunu dile getirdin. Peki o zaman neden ne eve, ne bahçeye, ne havuza, ne de nilüfere sahip olmayan bunca insan var? Soru şu: neden bu Hindistan’da bu kadar çok yoksulluk var? Yoksulluğun oluş nedeni bu ülkenin son derece ahmakça davranmış oluşu. Başka hiç
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.