İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez...
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
124 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
sefer de içimde, tahammül de...
Şu kısacık hayatta herkesin bir ideali, amacı, davası vardır. Onların ' Hayata uymak değil, hayatımızı Hakk'a uydurmaktır.' dedikleri davada kimse sözünde durmaz. Her biri kendisine bir yol seçer. Kimi profesör olur, kimi makam mevki peşinden koşar... Dava peşinden gidenlerin kopan tespih taneleri gibi her bir yana dağılmasını
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313bin okunma
Reklam
"... aramızda olan biteni hâlâ hiç kimse fark etmemişti, kimse burada iki insan arasında geçen inanılmaz gerilimi anlamamıştı. Sadece ikimizin arasındaydı bu, sadece ikimizin son derece gerilmiş sinirleri arasındaydı bu isimsiz savaş."
"Portuga!" "Hı..." "Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?" "Niye?" "Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
Sayfa 127
" Kimseden sevgi dilenme. Dilencilere kıymetli bir şeyini vermez hiç kimse. "
Sayfa 179
Öyle bir yerdeyim ki..!! - Sanki artık hiç kimse beni üzemez, Ama hiç kimse de mutlu edemezmiş gibi..!!
Reklam
"Hiç kimse Allah'ın adaleti hakkında kuşkuya düşmeye cesaret etmiyor; bununla birlikte adil bir Allah'ın hakimiyeti altında adaletsizlikten, zulümden başka bir şey görülmüyor." J. Meslier
Sevdiklerimizin değerini bilmek gerek
İnsanda en kâmil temayyün, yahut en büyük müessir süperegodur. Hayatınızı süperego sayesinde muhafaza edersiniz. Her türlü tehlikeye tehavvuz nefse düşkünlüktendir. Hatta muhabbetin ve samimiyetin kaynağında süperego vardır. Hiç kimse zıddını sevmez. En büyük diyargamlık muhabbettir. Canını verirsin sevdiğin için.. onun bile kaynağında süperegonun izi var. Hatta kalp kendi cinsinden olanı tanır. Tefekkür durduğu yerde tehassus devam eder. Bir insanı tanırsın içinden bir sıcaklık geçer. Yok la kalbini o sana benzer. Ne kadar benzerse o kadar çok muhabbet duyarsın.
"Sen nasıl bir adamsın Paul? Benimle para için evlenip o parayı da ihtiyaç duymadığın atları satın almak için kullanacak kadar sorumsuz ve yüreksiz misin!?" "Aptallık etme!" diyerek çıkıştı Paul. Gelgelelim genç adamın yüzü utancından kızardı. " Seni sevdim ben. Eğer sevmeseydim sana asla evlenme teklifinde bulunmazdım." Alay eder gibi gülerek, Sevgi!"diye acı acı haykırdı Whitney." Bu kelimenin anlamını bilen kimse yok! " Babam beni" "seviyor" ve kendini kurtarmak için beni sattı. Senin önemsediğin tek şey ise kaç para ettiğim. Clayton en azından sevdiğini söyleyerek beni aptal yerine koymuyor. Beni bir cariye gibi satın aldı ve şimdi sadece anlaşmaya uymamı istiyor. Beni "seviyormuş" gibi yapmıyor hiç olmazsa. "
Sayfa 372 - Epsilon YayıncılıkKitabı okuyor
İsteyerek gitmiyorlar, gitmeye zorlanıyorlar. Hiç kimse isteyerek göç etmez.
Reklam
Yönetsel ve kurumsal yapılanmalara da "sistem" demek doğrudur, çünkü bu örgütlenmeler motosikletinkiyle aynı yapısal kavramsal ilişkiler temelinde oluşturulmuşlardır. Tüm anlam ve amaçlarını yitirseler de yapısal ilişkiler sayesinde ayakta kalırlar. İnsanlar fabrikaya gelir ve tümüyle anlamsız bir işi, soru sormadan, saat sekizden beşe dek yaparlar, çünkü yapı bunun böyle olmasını gerektirmektedir. Onların bu anlamsız yaşamı sürdürmelerini isteyen ne bir kötü adam ne de bir "ahlaksız herif" vardır; yalnızca yapı böyledir, sistem bunu gerektirir ve kimse, yalnızca anlamsız diye yapıyı değiştirme gibi tehlikeli bir işi üstlenmek istemez. Ama sistem olduğu için fabrikayı yıkmak ya da bir hükümete karşı ayaklanmak ya da motosikleti tamirden kaçınmak, nedenlere değil de sonuçlara saldırmaktır ve saldırı yalnızca sonuçlara yönelik olduğu sürece hiçbir değişim olanaklı değildir. Asıl sistem, gerçek sistem, varolan sistematik düşünce yapımızdan, akılcılığın kendisinden başka bir şey değildir; bir fabrika yıkılır, ama onu üreten akılcılık bırakılırsa aynı akılcılık hemen başka bir fabrika üretecektir. Sistematik bir hükümet devrimle yıkılır, ama o hükümeti üreten sistematik düşünce kalıpları sağlam kalırsa o düşünce kalıpları daha sonra başka hükümetlerle kendilerini yineleyeceklerdir. Sistemler konusunda çok şey söylenmiştir. Ama bu konu, hemen hiç anlaşılmamıştır.
Gerçekten bize ait olan bir şeyi Adine, hiç kimse elimizden alamaz. Gerçekten bize ait olan, er veya geç bizim olur. Bu yüzden, senindi benimdi cinsinden bütün hasisçe kaygılar değersizdir. Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir, bizimle beraber yürümeyeninse, bizi durdurmasına izin vermemeliyiz.
me.
"Üşüyorsun çünkü yalnızsın, görüştüğün hiç kimse içindeki ateşi yakamıyor. Hastasın çünkü en güzel duygular, insana bahşedilmiş en tatlı ve en yüce duygular senden hep uzakta. Aptalsın çünkü acı çekmene rağmen seni bekleyen şeylere ulaşmak için ne onlara gel diye işaret ediyor ne de kendin bir adım atıyorsun."
Çoğu kimse hayatları hakkında "doğru" olmaya o kadar kafayı takmışlardır ki, aslında onu hiç yaşamazlar.
Hiç kimse duyduğu neşenin başkalarını rahatsız ettiğini düşünmez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.