Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yapayalnızım. Bir şey söylemek için yüzyılda bir açarım ağızımı, sesim bu boşlukta kederle çınlar ve hiç kimselere ulaşamaz… Siz de ey solgun alevler, işitmiyorsunuz beni… Sabah öncesinde çamurlu bataklıktan yükselirsiniz siz ve tan vaktine kadar sürtüp durursunuz düşüncesizce, iradesizce, hiçbir yaşam kıpırtısı taşımaksızın…
Sayfa 15 - NinaKitabı okudu
aşk biraz t’uzaktı gözlerimin zembilinden düşen ağrı bu yüzden sesim içime aktı irkildim hasretin sancısı yüreğimde sızlayan bir düş
Reklam
YAZMAK İÇİN
Bu akşam ben Yazmak için yazacağım sadece İyi insanlardan biri olduğum için Ya da bir amaç uğruna değil Siyah, beyaz, alev rengi Ya da içimden geldiği gibi değil Günahlarımdan kurtulmak Geçmişi unutmak için hiç değil
Ve bundan sonra kayısılar her çiçek açtığında hatırına ben gelicem;peşinden yüzüm, kokum ve sesim. Belki tatlı bir meltem esintisinde yamacında, belki de meltemin alıp götürdüğü hatıralarım... Ama ben gelicem hatırına,gece gündüz ve her yarında. Dünlerin de kalacam belki yarınlarını hiç görmeden, belki de yarınlarında yad ederken dünlerini. Biz.. Ve bundan sonra ağaçlar her çiçek açtığında ben gelicem hatırına,bir hatıran da...
Sesim bu boşlukta kederle çınlar ve hiç kimselere ulaşmaz…
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Reklam
“Uzun uzun anlatılmıyor bazen. Tüm gün sustuğu oluyor insanın. Öyle dermansız bırakıyor, öyle gücünü kaybettiriyor bazı hisler.. anlatsan kifayetsiz kalıyor kelimeler. Sussan baş ağrısı.. Neden diye sorsan isyana giriyor, şükretsen gönül razı değil. Türküde geçen bir kısım geliyor aklıma. Aleme gösterdin zevki sefa, dert ile mihneti bana mı verdin? 🥀 Dün yine uzun zamandır olmadığım kadar kötü oldum. Bizimkiler kavga ettiler. Birbirlerine ettikleri o ağır sözler altında ben eziliyorum artık. Kim haklı diye soruyorlar sonra bana. Benim gözler kızarık, sesim kısık.. haklıyı bulmak istemiyorum artık. Geçinmek bu kadar zor muydu, yoksa biz mi beceremedik? Sevmek, sevilmek bu kadar imkansız mıydı, yoksa biz mi onu ulaşılmaz kıldık? Anlamak, anlaşılmak bu kadar zor muydu, yoksa biz mi hiç denemedik? Demiştim ya biz ailece çok iyiyiz diye. Evet biz dünya iyisiyiz. Herkes heveslenir bize. Ama biz birlikte olmayı beceremiyoruz. Biz anlaşmayı beceremiyoruz. Biz birbirimizi sevmeyi beceremiyoruz.” 💔
Kendimi Kabule Dair ya da Kaktüsün Dikeni Buyur Etmesi. Her hayranlık ardından tiksinti veriyordu. Önce hayran olunandan sonra kendimden. Oysa tiksinilecek bir varlık değildim. İsmet Özel gibi şiir yazamamak şiirden vazgeçirmişti. Mikhail Tal gibi oynayamamak satrançtan. Oluşu başkalarında aramak motivasyonu bir diğerine bağlı kılmaktı. Oysa
Hatice Gül yazdı... EFELYA'YI BEN DE OKUDUM... Kitapta büyük bir kusur var hocam, 1'i 3'e bölememişsiniz. Gönül koymayın lütfen, bu konuya aşağıda değinmeden edemeyeceğim. "Adamın biri bir gün..." diye başlayan cümleler, buradan Artvin'e yol olur. Adam'ın biri her gün, her saat, her dakika eliyle, eliyle
Reklam
"Gerçekten aşk nedir bilmiyor musun Uraz?" diye sordum sessizce, yüzümde inanmamış bir ifadeyle, "Hiç mi aşık olmadın?" Uraz gülümsedi. "Çocukluk aşkımı saymazsak." dedi gözleri beklentiyle gözlerime bakarken. Beklentisi neydi bilmiyordum ama söylediği şey onu kıskanmama sebep olmuştu. Belki de beklentisi tamamen buydu. Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. "Ne güzel,'' dedim, "Belki de buradan çıkınca çocukluk aşkını bulur ve hayatına onunla devam edersin.'' Uraz gülümsedi, "Neydi şimdi bu?" diye sordu. ''Tavsiye." "Ne zamandan beri aşk tavsiyeleri veriyorsun?" "Şu andan beri. Madem hala unutamadın, bence şansını denemelisin. Çocukluk aşkın sonuçta..." Sesim öfkeli mi çıkıyordu yoksa bana mı öyle geliyordu? ''Altı yaşındaydım, Kumru. Sadece altı." Çok iyi, detay vermeye de başlamıştı. "Anlatmak ister misin?" diye sordum, "Seve seve dinlerim." Uraz beklemediğim şekilde başını salladı.
"Yoldaşlar, artık dün gece gördüğüm düşten söz edebilirim. Tam olarak anlatmam mümkün değil, ama İnsan ortadan kalktıktan sonra yeryüzünün nasıl bir yer olacağını gördüm diyebilirim. Çoktandır unutmuş olduğum bir şeyi anımsadım. Yıllar önce, ben küçük bir domuzken, annem ve öteki dişi domuzlar, yalnızca ezgisini ve ilk üç sözcüğünü bildikleri eski bir şarkı söylerlerdi. Şarkının ezgisini çocukken öğrenmiştim, ama nicedir aklımdan çıkmıştı. Dün gece düşümde geri geldi şarkının ezgisi. Dahası, şarkının sözlerini de anımsadım. Hiç kuşkum yok, hayvanların çok eski çağlarda söyledikleri, kuşaklardır unutulmuş olan şarkının sözleriydi bunlar. Şimdi, yoldaşlar, size bu şarkıyı söyleyeceğim. Yaşlıyım, sesim kısık, ama ezgisini öğrettiğim zaman siz şarkıyı çok daha güzel söyleyebilirsiniz. Şarkının adı, İngiltere'nin Hayvanları."
Erkek Domuz ReisKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.