Bana ihtiyacın olduğunda ara demiştim ya hala arayabilirsin. Koşar gelir vazifemi yapar sokaktaki bir yabancıya yapacağım yardımı yapar kaybolurum. Ben seni sana ihtiyacım olan hiçbir anda arayamadım, öylesine küskünüm ki sana... Başına bir şey gelirse koşarım ama dönerim vefa görevim bitince geldiğim yıpranmış dünyama. Normal bir günde ve zamanda karşıma çıkarsan görmemişim gibi yürürüm başımı gökyüzüne çevirmeye çalışarak çünkü yere bakmak istemiyorum artık. Ve sen kalbimin devrik sahibi içerlersin, üzülürsün ve hatta ağlayadabilirsin. Bunu senin sebep olduğun hayata kırgınlığıma sayarsın. Ben artık seni anlayamam. Beni adam yerine koymadığın o kahredici gün küçük prensdeki aklıma gelen cümleyi halen unutamıyorum. "Ben onu anlıyordum, yanlış yaptığında bile anlıyordum. Onu sevdiğim için anlayacak bir sebep buluyordum. O da öyle yapar sanmıştım.."
Bana vefa bilen insan gerek sen değil, verdiğim değeri çöpe atmayacak halden anlayacak insan. Seninle bir hayat kurulmazmış o kadar geç anladım ki bu da benim günahlarımın kefareti olsun napayım elimden başka hiçbir şey gelmiyor.
Pişman olsan bile o kadar yoksun ki bende. bir gün özleyip arasan mesela şunu bil ki bana ben bile ulaşamıyorum, yoksun yok oldun belki de hiç olmadın.. bunları bi yerde okuduğunda sana yazıldığını bile bilmeyeceksin ama kalbinde acı hissedeceksin çünkü sana yazıldığını bilecek ruhun...