Süregiden feminist mücadelenin kadına yönelik şiddeti sona erdirebilmesi için, bu mücadelenin şiddeti sona erdirmeye yönelik topyekûn bir hareketin bileşeni olarak görülmesi gerekir. Feminist hareket şimdiye kadar birincil olarak erkek şiddetine odaklandı ve sonuç olarak erkeğin şiddete eğilimli olduğuna, kadının ise olmadığına, erkeklerin tacizci, kadınların mağdur olduğuna dair cinsiyetçi basmakalıp fikirlere inanıl ırlık kattı. Oysa bu toplumda kadınlar (erkeklerle birlikte), baskın bir taraf ya da grubun, hükmettiği insanlar üzerindeki iktidarını kaba kuvvet uygulayarak elde tutmasının kabul edilebilir bir şey olduğunu düşünüyorlar. Bahsi geçen düşünce tarzı, bunu göz ardı etmemize yol açabiliyor. Kadınların, diğerleri üzerinde ne derece kaba kuvvet uyguladıklarını ya da şiddet içeren davranışlar sergilediklerini gözden kaçırmamıza ya da görmezlikten gelmemize neden oluyor. Kadınların, şiddet içeren eylemleri erkekler kadar sık gerçekleştirmiyor olmaları, kadın şiddeti gerçeğini ortadan kaldırmaz. Eğer şiddeti ortadan kaldırmak istiyorsak, bu toplumdaki bütün kadın ve erkeklerin şiddet kullanımını desteklediğini görmemiz gerekiyor.