Nereden başlanır bilemedim fakat ilk cümle herşeyi özetler nitelikte " sana , beni asla tanımamış olan sana . " Bir izlenim ya da yargı bilmiyorum ama mutlak olan ve mutlağa inanan birçok şey ya da kişi hiçbir zaman kendini kanıtlamaya çalışmamıştır , rastlantılar ve tesadüfen gelişen açığa vuruş her zaman ön planda olmuştur . Sevdiğin şey seni tanımasa hatırlamasa dahi somut olmayan bir sadakat ile ona bağlanmak işte bu bazen tanrı ile yer değiştirmiş gibi hissettirebiliyor , bildiğin şey sana yetiyor hatta belli bir süre sonra bilinmek en büyük kabusun oluyor . Seni sen yapan gerçekten kaçmak ara sıra olan bir araya gelmeleri eşsiz bir hale sürüklüyor , ölünce de bilinmiyor akla gelmekte güçlük çekiyor , ölüyorsun . Hayatın sen ölsen dahi devam ettiğinin bilincindesin ondan sevdiğin adama kendini tanıtmıyorsun , hatırlanmayı hayatının her günü farklı yaşayan bir adamın hafızasının insafına bırakıyorsun .