Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hicrân (ﻫﺠﺮﺍﻥ)
1. Ayrılık, ayrılık acısı. 2. İnsanın içinde yer eden, unutulmaz, onulmaz, dinmez acı.
Hicran..
"Ben bir gün ölürsem sana hasret yaşamakla Hicrânımı kalbinde inancın gibi sakla..." Hicrân: Ayrılık, ayrılık acısı.
Reklam
Zaman ve ihanet
zaman diye hitap edilen vefasız, ne de tez geçti hala yüreğimdeki çocukluk hevesleri bitmedi ömür denilen yalancı dost, ne de tez terk etti ne yazık ki ayrılık acısı daha sona ermedi yaşam, elimden bir avuç kum tanesi gibi aktı henüz gönlümün kanayan yarası dinmedi bir yangın var, her geçen gün şiddetlenen yanıyor yüreğim, söndürecek kemale ermedi yanıyor yüreğim, bahtıma hicran düştü hicran bir an dahi dinmedi ölüm dindirir zannediyordum bu kahrı bu öyle bir ıstırap ki, bir an dahi beni terk etmedi
Geç Kalanlar
Geç Kalanlar
Yunus Emre Karakaya
Yunus Emre Karakaya
Hicrân ile yanar geceler rişte-i cânım Rûşen ola ey şem’ sana sûz-i nihânım Fuzulî * (Geceler canımın ipi , ip gibi incelen, zayıflayan derdim ayrılık derdi ile yanıyor. Ey mum gibi ışık saçan güzel sana bu gizli yanışım açıklansın aydınlansın) * Muellifin notu –can ipi “rişte-i can” fitilidir. Mumun yanan kısmı odur ve mumun İçinde gizlidir ,CAN GİBİ . Ey mum gibi ışık saçan güzel ,demesi geceler mum yandığı içindir. Suzi nihan gizli yanış ,mumun fitilindeki yanıştır. Alev gzükür, Onun için gizli yanışım “sana ayan olsun aydınlansın” diyor, Gece olan karanlıkta görülmez ,.bilinmesi için aydınlık lazımdır O da mumdur, *** Hicran=Ayrılık. Ayrılık acısı. Şiddetli üzüntü, büyük keder ve acı anlamlarına gelmektedir. rişte-i cân= can ipi (rişte ip) Rûşen=parlak aydınlık Şem=mum, ışık sûz-i=yanmak tutuşmak , nihânım=gizli ,saklı ,gizemli * PROF , DR, ALİ NİHAT TARLAN
Hicran: Ayrılık acısı Hüsran: Düş kırıklığı, mahrumiyet acısı, batkı Yeis: Ümitsizlik acısı Esef: İstenmeyen olaylar yaşandı acısı, kayıp acısı Efkâr (Ar. fkr): Overthinking acısı Efkâr (Frs. efgar): İçirten acı Keder: Geçenlerden, gidenlerden kalan; sessiz, derin, kalıcı acı
Elif'in Lügati
Okuduğum kitapta geçen firkat kelimesi beni alıp götürdü.. Kendimi "firkatin nariyle gönlüm,yan olur,püryan olur" diye mırıldanırken buldum:) Bu kelimeyi seviyorum..Bu kelimenin çağrıştırdığı diğer kelimelerin de meftunuyum.Hicran,vuslat,sıla,hasret..Evet meselemize geri dönelim. Firkat:Ayrılık acısı Hepimizin bizatihi öyle ya da böyle çektiği ve aşina olduğu acı..Yalnız terbiye eden bir acıdır.Öpüp başa koymalı.. Tabi herkesin firkat kalitesi de aynı olmuyor..Rabbim neyden ayrıldığımızı hangi kavuşmalar için gün saydığımızın bilinci ile kuşatsın kalplerimizi.En güzel ayrılık acısı ise diyar-i ezelden ayrıldığını hissedip dünyada yabancılık çekip bu acıyı hep kor gibi yüreğinde taşıyanlardır..Zannımca.
Reklam
Izdırap veren yürekle kabus dolu emellerle Nâr-ı bahçeye ve vuslatı kılan yâra elveda Gizli ah çekmelerle, elem yüklü yaban ellerle Zevk-i sefasını süremediğim bahara elveda Kararır gökler zifiri hiçbir yer görünmüyor Müphemli bir kuvvet beni kendine doğru çekiyor Madem ki ayrılacaktın niçin tutuşturdun diyor Bastığım bu aziz topraklara, taşlara elveda Gözyaşlarım hep sel oldu, yolu açmıyor geçeyim Tez geldi yaman ayrılık ben nerelere gideyim Bu firak acısı yaktı ateş, yanıp da tüteyim Her daim yeşeren kötü ihtiraslara elveda Muzlim bastı alemi bütün hayaller bir bir söndü Yüreğim kan ağlıyor özgür ruhum Mecnuna döndü Demek geldi hicran vakti ve bana da yol göründü Bu gamsız yollara, dertsiz yolculuklara elveda
Sümeyye Gedik Bayoğlu
Sümeyye Gedik Bayoğlu
Hicrî; Hz. Muhammed’in Mekke’den Medîne’ye göçünü başlangıç kabul eden tarihtir. Arapça hcr "bir yerden ayrıldı, göçtü" kökünden geliyor. Hicret: Bir yerden başka yere göç etme Hicran: Ayrılık acısı Muhacir: Göç eden, göçmen Tehcir: Göç ettirme, göçe zorlama
On bir aydır gideli biz de çekerdik hicrân Merhaba etti yine bizimle şehr-i Ramazân (On bir ay yokken biz ayrılık acısı çekiyorduk. Şükür ki Ramazan ayı geldi, bizimle merhaba etti.) BAHTÎ (Sultan Birinci Ahmet)
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.