Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin
Ve o kadar bucaksız....
Ta karşımda, yapraksız,
Kullanılmış bir takvim..
Üzerinde bir resim:
Azgın, sonsuz bir deniz;
Kaygısız düşüncesiz,
Necip Fazıl Kısakürek, Tevfik Fikret'i kötülemek için ne bulmuş bilir misiniz? Tevfik Fikret Abdülhamit için bir "calusi ve yazmışmış... "Hani nerede?" diyeceksiniz. Necip Fazıl kısakürek, Servet-i Fünun dergisinin herhangi bir "cülüsiye" sini alıyor, altında imza olmadığı için Fikret'indir diyor. Büyük Doğu'da imzasız çıkan yazılar kendisinin sayılırmış, Servet-i Funun'u da Fikret yönetirmiş, demek o dergide çıkan imzasız cülusiye'ler de Fikret'indir. Akan sular durur, değil mi? Necip Fazıl Kısakürek kendisinden önceki dünyayı pek bilmez, bilmek isteğini de duymaz, ama biz gene kendisine söyliyelim: o yıllar da cülüs, yahut velâdet donanmalarından sonra çıkan gazeteler, dergiler, Sultan Abdülhamit'i öven şiirler korlardı, koymıyanlar kapatılırdı; bunun için de her dergi, her gazete birtakım tatsız tuzsuz şiirler uydururdu. Necip Fazıl Kısakürek o şiirleri Fikret'in yazdığına kendisini, çevresindeki delikanlıları, belki Kazım Nami Duru'yu da kandırabilir, ama işin ne olduğunu bilenleri ancak güldürür. "Necip Fazıl Kısakürek güldürmekten korkar mı?" diyeceksiniz, orası da öyle.