Ne zamandır çocuktun, bir kız çocuğuydun, ama şimdi nişanlısın. Doğada hiç bitmeyen bir madde dönüşümü vardır. Ne zaman bir anneye, bir kocakarıya dönüştüğünü fark etmeyeceksin bile ve senin de tıpkı benimki gibi başına buyruk bir kızın olacak.
Merhaba arkadaşlar! Bugün size #yaralıdil adlı bir eser ile geldim.
Aşık oldunuz mu hiç? Peki ya aşık olduğunuz halde o aşkı yaşayamamak nedir bilir misiniz? Bilmeyenler hadi toplanın bu eseri sadece okumayacaksınız yaşayacaksınız. Konu sadece aşk da değil çaresizliğin kişiye neler yaptırdığını
Romalı hikaye anlatıcıları Yunan kültüründen fazlasıyla etkilenmişti ve cumhuriyederinin öyküsünü antik Yunan folkloruna temellendirmenin yollarını aramışlardı. Homeros'un İlyada'sında betimlenen ve Romalıların Romulus'un atalarından biri olduğuna inandıkları mitsel bir Truva Savaşı kahramanı olan Aeneis'te bir bağlantı noktası buldular. Şair Vergilius (MÖ 70-19) Aeneis'i kendi epik şiiri Aeneid'in kahramanı yapmıştır ve Aeneis, hızla va tanperverlik ve geleneksel Roma değerlerinin ulusal simgesi haline gelmiştir.
Roman, 1966-1976 yılları arasında Çin’de yaşanan Kültür Devrimi’nin getirdiği toplumsal değişimlerini en ince ayrıntısına kadar ele alıyor ve bunu yaşıyorsunuz.Kitap kurmaca bir hikaye olmasına rağmen bahse konu yılları ele aldığı için etkileyici ve gerçekçi öğeler barındırıyor.
Yayınlandığı tarihte toplumdaki kırılmaları ve yoksuluğu eleştirmesi sebebi ile Çin de yasaklanıyor.
Hikaye olayın baş kahramanı Fugui’nin dilinden yalın ve gündelik bir dille anlatıyor.Bu hikaye Fugui’nin kaybediş,kayboluş,yoksulluk,yıkım,pişmanlık ve ölüm hikayesi..
Okurken büyük etki bıraktı bende,yer yer sayfaları kapatıp okumayı bıraktım Fugui ve ailesine üzüldüm,çok kızdım yeri geldi sevindim.Bende onlarla birlikte tüm duygu durumlarını yaşadım.
1994 yılında Çinli yönetmen Zhang Yimou tarafından “To Live” (IMDb: 8.3) adıyla beyaz perdeyede uyarlanmış bu arada kitap.
Hakan Günday’ın “çok fazla karşılaşmanın olduğu bir hikaye” diye tanımladığı “Az” romanı, 11 yaşında biri kız diğeri erkek iki çocuk olan Derdâ ile Derda’nın acı dolu hayatlarını konu alır.
Derdâ, okuluna, annesi izin vermediği için devam edemez ve evlendirildikten sonra Londra’da yaşamaya
Kitap içerisinde dört hikaye barındırıyor: Mürebbiye, Yaz Novellası, Geç Ödenen Borç ve Kadın ve Yeryüzü.
Ben içlerinden en çok Mürebbiye ve Geç ödenen borcu sevdim. Diğerleri de güzeldi ama bu hikayeler beni daha çok etkiledi.
Mürebbiye'de iki küçük kızın öğretmeni olan disiplinli eğitimli bir kadının iki küçük kızın aynı evde yaşadıkları kuzenlerinden hamile kalması ve yasak aşkını o küçük çocukların bakış açısından anlatıyor, hocalarının giderek suskunlaşması, sürekli ağlaması, dalıp uzaklara gitmesi çocukların gözünden kaçmıyor. Sonu beni çok üzdü de diyebilirim.
Geç Ödenen Borç ise bir kadının yakın arkadaşına yazdığı bi mektup şeklinde bi öykü kadın yorgun ve bitap düşüyor sonra kocası dinlensin diye gidip tatil yapmasına izin veriyor. Tatil yaptığı yerde yaşlı dilenci sandığı bi adam içmeye geliyor ama kimse umursamıyor kadın bu adamı tanıyor. Genç kızken kendisi ve yakın arkadaşının takıntılı derecede sevdiği bir tiyatro oyuncusu çıkıyor bu adam. Tabi kadın haline üzülüyor kasabada kimse umursamıyor ve oldukça fakir birisi. Kadın herkesin gözü önünde ona saygıdeğer biçimde davranıyor ve bu etraftaki herkesin ilgisini çekiyor aslında genç kızken izmaritini bile sakladığı bi adam kendisi...
Zweig'ın güzel bulduğum öykülerinden oldu bunlar da..
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202124,5bin okunma
Uzun zamandır popüler bir kitap olmasına rağmen acaba şişirilmiş bir kitap mı diye düşünüyordum ama bütün övgüleri hak ediyor. Son zamanlarda severek okuduğum kitaplardan biri oldu. Hikaye beni fazlasıyla içine çekti ve sadece oradaki hikayeye değil kendi hayatıma da odaklanmamı sağladı. Klasik olay örgülerini merak uyandırıcı bir kurgu ile birleştirmiş yazar. Bu da okuyucuyu içine çekmede önemli bir rol oynuyor bence.
Şimdiden okuyacak arkadaşlara iyi okumalar.
Ben kitabı sevdim sanırım büyük beklentiyle okumadigim için. Çevirisini sevdim, beni rahatsız eden bir dili yoktu keyifle akıcı bir şekilde okudum. Hikayeyi daha gelistirebilirdi yazarimiz. Tarihi, gothik havayi katmaya calisirken sonunu acele getirmis gibi hissettim. Rodolfo karakteri fazla gizemli kaldi ornegin. Bende soru isaretleri birakti. Bu tarz kitaplarda sonunun yoruma acik bir sekilde birakilmasini sevmem. Gercekci bir son olsun diye yapilmis olabilir ama bana hikaye yarim kalmjs gibi geldi. Diger yandan irkcilik gibi kuresel sorunlara dikkat cekmesi guzeldi. Korku sahneleri heyecanliydi. Genel olarak begendim.
HaciendaIsabel Canas · Otantik Kitap · 20235 okunma
Bir biliminsanı olan Kovrin, nerede okuduğunu ya da nereden duyduğunu hayırlayamadığı bir efsaneyi kendi kafasında yaratarak onu kendi gerçekliği haline getirir. Kendi açısından ‘zararsız’ olduğunu düşündüğü bu gerçeklik aslında onun bir anlamda sonunu getirir. İnsanlığın belirli açıdan sınıflandırıldığı ve bunun tartışıldığı güzel ve acıklı bir hikaye
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,1bin okunma