Kemal Tahir eseri ve yine okurken aynı hisleri yaşadım. Nedir bu hisler diye soracak olursanız kızgınlıkla karışık bir hayranlık diye cevap verebilirim size. Hayranlığın sebebi belli. Kemal Tahir Türk edebiyatının en kuvvetli kalemlerinden biri. Muazzam bir kurgulama yeteneğine sahip. Kurduğu diyaloglar çok gerçekçi. Ha keza
Kapitalist düzenin köşeye sıkıştırdığı toplumda açlık ve yoksulluk gibi hayatta kalma savaşının en büyük düşmanlarıyla mücadele eden binlerce aileden sadece birine odaklanan ve o aile üyelerinin her birinin duygularını, kaygı ve tereddütlerini hissettiren bir eser Gazap Üzümleri. Okuyucu ile kurgusal karakterler arasında bu denli güçlü bir bağ kurulabilmesinin sebebi öyle zannediyorum ki hepimizin hala aynı kapitalist dünyada yaşıyor olması. İnsanların terk etmek zorunda bırakıldıkları topraklardan ayrılıp çok uzaklara doğru, yeni bir iş ve yeni bir hayat ümidiyle çıktıkları yolda kurdukları hayallerin birer birer yıkılması ve kapitalist dünyanın sahipleri tarafından hiçbir yerde kabul görmedikleri için oradan oraya savrularak tutunacak bir dal, yiyecek bir lokma aramaları üzerine yazılmış bir hikaye. Hiçbir yere ait hissedememek, karın tokluğuna çalışacak bir iş bile bulamamak... Tanıdık geldi mi? Evet, hepimizin içinde yaşadığı bu dünya bize hala John Steinbeck'in 1930'larda anlattığı hayatı sunuyor. Tam da bu sebeple okurken fazlaca empati kuracak, kendinizden çok şey bulacaksınız. Ekonomik krizin sadece mülksüz halkı etkilediğini gördüğünüzde kapitalizmin zenginlerin satın aldığı ve sizi zorla içine çektiği bir düzen olduğunu anlıyorsunuz. Gazap Üzümleri müthiş bir kapitalizm eleştirisi, dram ve gerçekliğin ta kendisidir.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Çok sürükleyici olması bir yana insana iyilik ve kötülük kavramlarını sorgulatıyor. İlginç bir hikaye… Çok beğendim.