Kırmızı Pelerin Kitap Yorumum
Gülseren Budayıcıoğlu'dan okuduğum son kitap Kırmızı Pelerin oldu. Özellikle kapağı ilgimi çok çekti ve hemen alıp okuma isteği uyandırdı bende.
Gülseren Budayıcıoğlu kitaplarını okumak biraz sağlam bir sinir gerektirse de toplumun halı altına süpürülen yaralarını anlatma açısından cazip bulduğumu da yadsıyamam.
İtiraf edilmesine cüret edilemeyen travmalar, altına imzasını atma yüzü gösterilemeyen günahlar, ruha ağır gelen travmaların gün yüzüne çıkarıldığı bu tarz hikayeleri anlatmaktan imtina etsek de maalesef ki bunlar bizim karanlıkta kalan gerçeklerimizdir.
Aşkı, acıyı, travmaları şehirden şehire taşıyan bu upuzun hikaye doğrusunu söylemek gerekirse zaman zaman sıksa da tamamlama isteğim ağır basarak kitabın sonuna gelmeyi başardım.
Hem hikaye hem de akıcılık açısından yazarın diğer kitaplarının gölgesinde kalan bu kitabı tavsiye edilesi derecesinde beğenmesem de okunabilir bir kitaptır. 
Kral Kaybederse 
Camdaki Kız 
Günahın Üç Rengi 
Kırmızı Pelerin 
Madalyonun İçi 
Hayatın Sesi 
Gülseren Budayıcıoğlu 
Hayata Dön
Katrina Engberg || Kiracı #serpilyorumluyor
.
İstanbul Tuyap Kitap fuarından çıkmış üç kitabını aldığım tek seri, Kopenhag Serisi.
Okuyucu ? yayınlarından çıktı ve yayinevinin polisiye serileri beni şuana kadar hiç yanıltmadı. Polisiye kısmından bakarsak aynı düşüncem devam ediyor, karakterleri yeni keşfediyor olmamızdan kaynaklı bazı bunalım haller neyse ki sonraları düzeliyor da rahata eriyoruz. Bu da ikinci kitabın her hali ile daha iyi olacağının habercisi değil de nedir.
.
Esther, yazdığı romanının birilerine ilham olduğunu keşfettiğinde resmen yıkılır. Çünkü kendi kiracısı olduğu genç bir kız dairesinde vahşice öldürülmüştür. Dedektifler, Jeppe ve Anette olayı araştırmaya başladıklarında altından bambaşka bir hikaye daha çıkar. Gerçek ile kurgunun birbirine girdiği bu cinayet vakasına suçluyu bulmak için çok başka bir yol izlenir. Daha çok Esther'in bu hikayenin neresinde durduğuna dikkat çekilse de aslında geçmişe kadar uzanan intikam sözü herkesi zan altında bırakıyor.
.
Biz de o mu bu mu diye diye suçluyu öğreniyoruz. Ve evet, beni ikna ettiler. Gerçi o son biraz çok çabuk oldu bitti.
Tabii ki serinin devam kitaplarını okuyacağım. Yani 2024 seri tamamlama yılı olacak gibi
.
Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
İlkin, bak Hasanım Ali, hayatı anlamlı kılmanın başlıca yollarından biri olan hikâye anlatma sanatı, dili kullandığımız, kendimizin dışında başka insanların da var olduğunu bildiğimiz ve zamanın içinde kaldığımız sürece varlığını hep devam ettirecektir, derdi sözgelimi. Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikâye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın Hasanım Ali, derdi. Sonra, akıl insanın en büyük yarasıdır, kalemi eline aldığında aman ha ondan uzak dur, fazla sokulma, derdi. Sonra, Haydar’ın nasıl büyük bir iştahla başını salladığına bakarak, hikâye anlatırken kelimeleri ha bire kusmayacaksın Hasanım Ali, birçoğunu yutacak ve kâğıdın üzerine de yuttuğun kelimelerin boşluğunu bırakacaksın, derdi. Sonra bana dönerek, bazı hikâyeler kendilerini bir çeşit hikâyeler topluluğu şeklinde gösterirler, onları tutup herhangi bir yöne doğru yürümeye zorlama, nemelazım, takıl peşlerine git, derdi. Sonra, zaten gerçeklerin birazı gerçek değildir Hasanım Ali, bu nedenle söyleyeceğin yalanlardan bazılarını tamamlama, bırak kubbeleri eksik olsun, derdi.
Doğan Kitapçılık AŞKitabı okudu
Herkese şimdiden sağlıklı, huzurlu okumalar diliyorum.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, benim açımdan 2023 yılı da (okuma serüvenim açısından) tıpkı bir önceki yıl gibi vasat geçti. Geriye dönüp baktığımda hemen hemen aynı miktarda kitap okumuşum. Belki sene bitmeden araya birkaç kitap daha sıkıştırabilirim. Kısmet... Eldeki imkânlar nispetinde, “hiç okumamaktansa” buna da şükredip bir okuma
